Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
VITRIOLIZE : English Turkish

v. vitriyol haline getirmek, acı konuşmak, sert eleştirmek

VITRO : English Turkish

n. bir soyadı

VITUPERABLE : English Turkish

adj. azarlanabilir, kızılabilir, kötülenebilir, aşağılanabilir, küfredilebilir, kırıcı paylanma veya ayıplanmayı hak edebilir

VITUPERATE : English Turkish

v. küfretmek, sövmek, hakaret etmek, azarlamak

VITUPERATION : English Turkish

n. küfretme, azarlama, fırça atma

VITUPERATIVE : English Turkish

adj. ağzı bozuk, küfürbaz, azarlayıcı

VITUPERATIVELY : English Turkish

adv. küfürbaz bir şekilde, sözlü olarak sert ve kırıcı bir şekilde

VITUS : English Turkish

n. (Latince) "canlı" anlamına gelen isim; Aziz Vitus, epilepsi ve sinir bozukluklarından muzdarip olanların yardımcısı ve destekçisi olan Sicilyalı Hristiyan şehit (303 yılında ölen)

VITUS BERING : English Turkish

n. (
1741) Rus Donanmasına katılan ve Ruslar için kuzey Pasifik Okyanusu'nu araştıran ve Bering Boğazı'nı keşfeden Danimarka asıllı kaşif ve denizci, Alaska'nın batı kıyılarını ilk kez haritalayan kişi

VIVA : English Turkish

interj. çok yaşa, yaşa

VIVA : English Turkish

adj. sözlü

VIVA : English Turkish

adv. sözlü olarak

VIVA : English Turkish

n. sözlü sınav

VIVA VOCE : English Turkish

sözlü

VIVACE : English Turkish

adv. canlı, kıvrak, canlı bir şekilde (Müzik)

VIVACIOUS : English Turkish

adj. canlı, neşeli, hayat dolu

VIVACIOUSLY : English Turkish

adv. hayat dolu bir şekilde, neşeli bir şekilde, hevesli bir şekilde

VIVACIOUSNESS : English Turkish

n. canlılık, hayat dolu olma durumu, neşelilik, heveslilik

VIVACITY : English Turkish

n. neşe, canlılık

VIVANT : English Turkish

n. (Fransızca) yaşayan

VIVARIUM : English Turkish

n. vivaryum

VIVE : English Turkish

interj. yaşasın, çok yaşa (Fransızca)

VIVIAN : English Turkish

n. bir bayan ismi

VIVID : English Turkish

adj. canlı, hayat dolu, parlak, yalın, inandırıcı

VIVID COLORS : English Turkish

canlı renkler, hayat dolu renkler