English Turkish
WARLORD : English Turkish
n. diktatör, kumandan
WARM : English Turkish
n. ısınma, sıcakça yer
WARM : English Turkish
v. ısınmak, ısıtmak, samimileşmek
WARM : English Turkish
adj. sıcak, ılık, samimi, canlı, hararetli, heyecanlı, sıcak tutan, sıcacık, taze
WARM BED SYSTEM : English Turkish
sıcak yatak sistem, birileri çalışırken diğerlerinin uyuduğu ve tersinin olduğu vardiya düzeni
WARM BLOODED : English Turkish
adj. sıcakkanlı, tutkulu, enerjik
WARM BLOODED ANIMALS : English Turkish
n. sıcakkanlı hayvanlar
WARM BOOT : English Turkish
n. sıcak körük, elektrik akımının kesilmeden sisteme gönderildiği körük
WARM BOOT : English Turkish
v. bilgisayarı kapatmadan yeniden başlatmak, bütün sisteme giden elektrik akımını kesmeden bilgisayarı yeniden başlatmak
WARM CLOTHES : English Turkish
sıcak giysiler, sıcak tutan giyecekler (hırka, eldiven vs)
WARM COLORS : English Turkish
sıcak renkler, ateş ve sıcaklıkla ilişkilendirilen renkler (kırmızı, sarı, turuncu vs gibi)
WARM CONGRATULATIONS : English Turkish
sıcak tebrikler, kalpten iyi dilekler, samimi temenniler
WARM ENCOURAGEMENT : English Turkish
sıcak cesaretlendirme, içten teşvik, samimi özendirme
WARM FEELING : English Turkish
sıcak hissetme, ısınma, sıcaklanma, rahatlık veren hafif ısınma
WARM FRONT : English Turkish
sıcak cephe, sıcak hava kütlesi, soğuk rüzgâr bölgesiyle yaklaşmakta olan sıcak rüzgâr bölgesini ayıran hat
WARM GREETINGS : English Turkish
sıcak selam, sevilen birine gönderilen samimi selam
WARM HEART : English Turkish
sıcakkanlı, samimi, iyi, dokunaklı, duygulu, sevecen, dost canlısı
WARM HEARTED : English Turkish
adj. cana yakın, iyi kâlpli, sevgi dolu
WARM HEARTEDNESS : English Turkish
sıcakkanlılık, samimilik, iyi olma durumu, dokunaklı olma durumu, duygululuk, sevecenlik, dost canlısı olma durumu
WARM MEAL : English Turkish
sıcak yemek, sıcak sofra, sıcak bir ana yemeği olan sofra
WARM RECEPTION : English Turkish
sıcak karşılama, birini sevecen bir şekilde karşılama
WARM RECOMMENDATION : English Turkish
sıcak övgü, kalpten gelen övgü, samimi övgü, samimiyetler yapılan övgü
WARM REGARDS : English Turkish
sıcak selam, sevilen birine gönderilen samimi selam
WARM SECTOR : English Turkish
sıcak bölge, düşman kuvvetlerinden bir tehdit durumunun olduğu bölge
WARM THE BENCH : English Turkish
ankı ısıtmak, yedekte kalmak, oyuna katılamamak, oyuna dâhil olmamak, bir spor oyununda yedekte beklemek
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani