Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
WARM TO ONE'S WORK : English Turkish

işine heyecan duymak, işiyle heyecanlanmak

WARM UNDERSHIRT : English Turkish

sıcak fanila, sıcak içlik, kış boyunca sıcak tutması için kullanılan uzun kollu fanila

WARM UP : English Turkish

heyecanlandırmak, coşturmak, kızıştırmak, kışkırtmak, ısınmak, kızışmak, hararetlenmek, kurcalamak, ısıtmak

WARM UP : English Turkish

v. ısınmak, ısınma hareketleri yapmak, bir spor karşılaşması için hazırlanma alıştırması yapmak (Spor); hazırlanmak; heyecanlandırmak veya canlandırmak; ısıtmak

WARM WELCOME : English Turkish

sıcak karşılama, samimi hoş geldin, sevecen ve hevesli karşılama, arkadaşça karşılama

WARM WORK : English Turkish

zor iş, terletici iş, tehlikeli iş, şiddetli mücadele

WARM-BLOODED : English Turkish

adj. kanı vücut tarafından ısınmış olan; ateşi olan, ateşi çıkmış

WARM-HEARTED : English Turkish

adj. sıcak kalpli, duygusal, hassas

WARM-UP : English Turkish

n. ısınma, ısınma işi; ısınmayla geçen zaman; ısınma giysisi, bir spor aktivitesi sırasında veya öncesinde giyilen rahat bir giyecek

WARM-UP BAND : English Turkish

ısıtma grubu, alıştırma grubu, ön grup, bir konserde ana gruptan önce çıkan müzik grubu

WARM-UP SHOW : English Turkish

ısıtma şovu, alıştırma şovu, ön şov, gecenin ana performansından önce seyirciyi hazırlamak üzere gösterilen performans

WARMED : English Turkish

adj. ısıtılmış, ısınmış

WARMED HIS CHAIR : English Turkish

koltuğunu ısıttı, boşa zaman geçirdi, hiçbir faaliyette bulunmadan oturdu

WARMED OVER : English Turkish

adj. taze olmayan; ısıtılmış, tekrar ısıtılmış (bir gıdanın tekrar ısıtılarak kullanılmasıyla ilgili olarak kullanılır)

WARMED SWIMMING POOL : English Turkish

ısıtılmış yüzme havuzu, sıcak yüzme havuzu, ılık yüzme havuzu, kış sezonu boyunca suyu sıcak tutan özel bir ısıtıcısı olan havuz

WARMED THE ATMOSPHERE : English Turkish

havayı ısıttı, herkesi neşelendirdi, keyifli bir hava yarattı

WARMED UP : English Turkish

ısıttı, daha sıcak yaptı; ısındı, daha sıcak oldu; ısındı, hazırlandı, hazırlanma alıştırmaları yaptı

WARMER : English Turkish

adj. daha sıcak

WARMER : English Turkish

n. ısıtıcı

WARMHEARTED : English Turkish

adj. cana yakın, sıcakkanlı, sıcak kalpli, iyi kalpli, dostça, yüreği sıcak

WARMHEARTEDLY : English Turkish

adv. cana yakın bir şekilde, sıcakkanlıca, sıcak kalpli bir şekilde, iyi kalpli bir şekilde, dostça, yüreği sıcak bir şekilde; sevimli ve hoş bir biçimde; anlayışlı bir şekilde

WARMHEARTEDNESS : English Turkish

n. cana yakınlık, sıcakkanlılık, sıcak kalplilik, iyi kalplilik, dostça olma durumu, yüreği sıcaklık; sevimli ve hoş olma durumu; anlayışlılık

WARMING : English Turkish

adj. ısıtan

WARMING : English Turkish

n. pataklama, ısınma, ısıtma, dayak atma

WARMING PAD : English Turkish

n. yatak ısıtıcı