English Turkish
WARRANT OF ATTORNEY : English Turkish
n. vekâletname, dava vekâletnamesi
WARRANT OF EXTRADITION : English Turkish
iade emri, bir kimsenin yargılanmak üzere başka bir ülkeye gönderilmesini emreden mahkeme belgesi
WARRANT OFFICER : English Turkish
gedikli erbaş, gedikli subay, güverte subayı
WARRANT OFFICER I : English Turkish
gedikli subay, kıdemli subay, başçavuştan önce ve gedikli erbaştan sonra gelen rütbe
WARRANTABLE : English Turkish
adj. garanti edilebilir, avlanabilir
WARRANTABLY : English Turkish
adv. uygun bir şekilde
WARRANTEE : English Turkish
n. kefil olunan kimse, teminât verilen kimse
WARRANTER : English Turkish
n. kefil, garantör
WARRANTLESS : English Turkish
adj. belgesiz, yetki belgesi olmadan, yetkisiz, yetkilendirilmeden, garantisiz
WARRANTOR : English Turkish
n. yetki veren, yetkilendiren; garantör, garantileyen, garanti veren; kefil olan, kefil
WARRANTY : English Turkish
n. yetki, hak, kefalet, haklı neden, garanti
WARRANTY DEED : English Turkish
garanti belgesi, tapu senedi, satın alınmış olan bir ürüne garanti alan kimseye verilen belge
WARRANTY PERIOD : English Turkish
teminat süresi, garanti süresi, garanti dönemi, bir ürünün sahibinin ödeme yapmadan o ürün için ne kadar süreliğine hizmet alabileceğini gösteren garanti belgesinin süresi
WARREN : English Turkish
n. bir erkek ismi; bir soyadı; Earl Warren (
1974), 1953'te ABD Yüksek Mahkemesi Baş Yargıcı; Joseph Warren (
1775), ABD'li doktor ve devlet adamı; Robert Penn Warren (
1989), Amerikalı yazar ve şair
WARREN : English Turkish
n. tavşanı bol olan yer, kalabalık semt, kalabalık ev
WARREN BURGER : English Turkish
(
95) ABD Yüksek Mahkemesi Baş Yargıcı (
86)
WARREN CHRISTOPHER : English Turkish
Bill Clinton'ın başkanlığı esnasında ABD Dışişleri Bakanı
WARREN COMMISSION : English Turkish
Warren komisyonu, ABD Başkanı John F. Kennedy cinayetini soruşturmak üzere Başkan Lyndon B. Johnson tarafından görevlendirilen komite
WARREN GAMALIEL HARDING : English Turkish
(
1923) ABD'nin 29'uncu başkanı (
1923)
WARRING : English Turkish
adj. savaşan, mücâdele eden, muhalif
WARRING PARTIES : English Turkish
savaş halindeki taraflar, savaşan taraflar, bir savaşın tarafları
WARRIOR : English Turkish
n. savaşçı, asker, cengâver
WARSAW : English Turkish
n. Varşova
WARSAW GHETTO : English Turkish
Varşav gettosu, onları ölüm kamplarına göndermeden önce Yahudiler'in barınması için Naziler tarafından yapılan getto (II. Dünya Savaşı esnasında)
WARSHIP : English Turkish
n. savaş gemisi
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani