English Turkish
WAS SLAPPED IN THE FACE : English Turkish
yüzüne tokat yedi, şamar yedi, tokatlandı, biri tarafından elinin içiyle yüzüne tokat yedi; gerçekler yüzüne çarptı, hayalin gerçeğe yaklaşamayacağını anladı
WAS SOLD OUT : English Turkish
itti, kalmadı, hepsi satıldı, yok sattı, kapışıldı, kapış kapış satın alındı
WAS SORRY : English Turkish
üzgündü, üzgün hissetti, üzüldü, pişman oldu
WAS SPOTTED ON : English Turkish
-de görüldü,
de gözlendi,
de izlendi,
de yakalandı
WAS STIGMATIZED AS : English Turkish
olarak damgalandı, olarak namlandırıldı, olarak ünlendirildi, olarak adı çıkarıldı
WAS STRUCK DUMB : English Turkish
donakaldı, şaşakaldı, hayretten taş kesildi
WAS SURVIVED BY : English Turkish
tarafından yaşatıldı,
rı (aile üyelerini) arkasında bırakarak öldü
WAS TAKEN BY SURPRISE : English Turkish
şaşırtıldı, şoke edildi, hayrete düşürüldü
WAS TAKEN CAPTIVE : English Turkish
esir alındı, tutsak alındı, hapishaneye atıldı, cezaevine gönderildi
WAS TAKEN ILL : English Turkish
hasta düştü, hastalandı, hasta hissetti, hasta oldu
WAS TAKEN IN : English Turkish
aldanıldı, kanıldı, söylediklerine inanıldı
WAS TAKEN INTO ACCOUNT : English Turkish
hesaba katıldı, hesap edilirken sayıldı
WAS TAKEN INTO CUSTODY : English Turkish
tutuklandı, göz altında alındı, nezarethaneye alındı, geçici olarak tutukevine konuldu
WAS TAKEN OUT OF CONTEXT : English Turkish
kapsam dışına çıkarıldı, bağlam dışında bırakıldı, belirtilen asıl durumun dışına çıkarıldı, saptırıldı, gerçek anlamından çarptırıldı
WAS TAKEN OUT OF THE MOTHBALLS : English Turkish
naftalin arasından çıkarıldı, depodan çıkarıldı, hatırlandı, yeniden doğdu, ortaya çıkarıldı, canlandırıldı
WAS TAKEN PRISONER : English Turkish
hapsedildi, cezaevine konuldu, düşman tarafından yakalandı, esir alındı
WAS TERRIBLY ANGRY : English Turkish
çok sinirliydi, çok sinirlendi, burnundan soluyordu, çok öfkeliydi
WAS TERRIFIED : English Turkish
korktu, korkutuldu, korkmuştu, ruhunun derinliklerine kadar korkmuştu
WAS THE LAUGHINGSTOCK : English Turkish
tam bir maskaraydı, gülünecek kişiydi, kahkaha sebebiydi
WAS THE VICTIM OF : English Turkish
-in kurbanıydı,
in kurbanı oldu,
e yem oldu,
e av oldu
WAS THOROUGHLY ASHAMED : English Turkish
tamamen utandı, oldukça mahcup ve utanmıştı
WAS THROWN OUT : English Turkish
tekme vuruldu, atıldı, kovuldu, itildi, sürüldü, sürgün edildi
WAS THROWN TO THE DOGS : English Turkish
köpeklere atıldı, kurtlar sofrasına atıldı, terk edildi, yaralı bir şekilde bırakıldı, koruması kaldırıldı
WAS TIRED OF LIVING : English Turkish
hayattan yoruldu, yaşamaktan yoruldu, yaşama sevincini yitirdi, yaşama aşkını kaybetti
WAS TO HIS LIKING : English Turkish
onun hoşuna gidiyordu, ona çekici görünüyordu, ona memnuniyet veriyordu
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani