English Turkish
WAS ON HIS FEET AGAIN : English Turkish
ayakları üstüne kalktı, iki ayağı üzerine dikildi, iyileşti, düzeldi, kendine geldi
WAS ON HIS MIND : English Turkish
düşünceliydi, düşünüyordu, düşünceleriyle meşguldü
WAS ON PINS AND NEEDLES : English Turkish
dokuz doğurdu, aceleci oldu, diken üstünde oturdu, hop oturup hop kalktı, heyecanla bekledi, sabırsızdı
WAS ON THE TIP OF HIS TONGUE : English Turkish
dilinin ucundaydı, hemem hemen hatırladı, hatırlamak üzereydi; özledi, arzuladı, canı çekti, kendisini zor kontrol etti
WAS ORDAINED AS A RABBI : English Turkish
Haham mertebesi verildi, Haham olarak görev yapabileceği teyit edildi
WAS OUTLAWED : English Turkish
yasadışı ilan edildi, kanun kaçağı yapıldı
WAS OVERDRAWN : English Turkish
fazla para çekti, hesabı eksiye düştü, bankadan hesabındaki parasından fazlasını çekti
WAS PART OF : English Turkish
-in bir parçasıydı,
in bir bölümüydü
WAS PARTICULARLY CAREFUL : English Turkish
özellikle dikkatliydi, dikkat kesildi, tedbirliydi
WAS PARTY TO : English Turkish
-e taraftı,
in katılımcılarındandı,
in tarafıydı,
e katıldı
WAS PRESENTED TO HIM : English Turkish
ona sunuldu, onun önüne döküldü, tartışma için ona açıldı, fikir alışverişi için ona belirtildi
WAS PRINTED : English Turkish
asıldı, baskısı yapıldı, baskısı tamamlandı, yayımlandı
WAS PROMOTED : English Turkish
terfi etti, terfi ettirildi, derecesi yükseltildi, mertebesi yükseltildi, rütbesi yükseltildi
WAS PROVED WRONG : English Turkish
yanlışlığı ispatlandı, hatalı olduğu kanıtlandı
WAS PUBLISHED : English Turkish
yayımlandı, basıldı, pek çok nüsha halinde basıldı
WAS PUBLISHED IN THE OFFICIAL GAZETTE : English Turkish
esmî gazetede yayımlandı, devletin resmî antolojisinde çıktı
WAS PUNCHED IN THE FACE : English Turkish
suratından yumruklandı, yüzüne yumruk yedi, yüzü yumruklandı
WAS PUNISHED : English Turkish
cezalandırıldı, ceza aldı, ceza verildi
WAS PUSHED TO THE WALL : English Turkish
duvara itildi, duvara sıkıştırıldı, sırtı duvara verildi, büyük baskı altında kaldı, başka şansı yoktu, seçeneksiz bırakıldı
WAS PUT IN WRITING : English Turkish
yazıldı, yazıya döküldü, kaydedildi, basıldı, yayımlandı
WAS PUT INTO MOTHBALLS : English Turkish
naftalinlendi, naftaline konuldu, daha sonra kullanılmak üzere kenara kaldırıldı, uzun yıllar rafta bekletildi, uzunca yıllar unutuldu
WAS PUT INTO OPERATION : English Turkish
uygulamaya konuldu, uygulandı, tamamlandı, yerine getirildi, ifa edildi
WAS PUT OUT OF HIS MISERY : English Turkish
sefaletinden kurtarıldı, acılarına son verildi, uzun işkencelerden sonra öldü
WAS PUT TO DEATH : English Turkish
öldürüldü, katledildi, ölümle cezalandırıldı, idamla cezalandırıldı
WAS PUT TO SHAME : English Turkish
ozuldu, bozum edildi, mahcup edildi, utandırıldı
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani