English Turkish
WAS FILLED WITH RAGE : English Turkish
öfke doluydu, çok öfkeliydi, aşırı sinirliydi
WAS FILLED WITH SHAME : English Turkish
çok utanmıştı, yüzü kızarmış ve aşağılanmıştı, aşırı mahcuptu
WAS FINALLY CONVINCED : English Turkish
sonunda ikna oldu, sonunda ikna edildi, sonunda fikrini değiştirdi
WAS FINED : English Turkish
parayla cezalandırıldı, kendisine para cezası kesildi, mali olarak cezalandırıldı, para cezası yedi
WAS FIRED : English Turkish
atıldı, kovuldu, işten atıldı, görevinden edildi, görevleri elinden alındı
WAS FLOGGED : English Turkish
kamçılandı, kırbaçlandı
WAS FOND OF HIM : English Turkish
ona çok düşkündü, ona saygı gösterdi, ona meyilliydi, ona duygusal yakınlık gösteriyordu, ona bağlıydı
WAS FOND OF THE BOTTLE : English Turkish
şişeye düşkündü, içkiye düşkündü, içki bağımlısıydı, alkol bağımlısıydı
WAS FORBIDDEN TO : English Turkish
-mesi yasaklandı,
masına izin verilmedi
WAS FORCED TO : English Turkish
-meye zorlandı,
meye mecbur edildi
WAS FORGIVEN : English Turkish
ağışlandı, affedildi; yaptığı bir yanıştan dolayı sorumlu tutulmadı
WAS FORGOTTEN : English Turkish
unutuldu, insanlar onu unuttu
WAS FORTUNATE : English Turkish
şanslıydı, şans ondan yanaydı
WAS FOUND GUILTY : English Turkish
suçlu bulundu, atfedilen suçu işlediği kanıtlandı, kanıtlar belli bir suçu işlediğini ispatladı
WAS FOUND INNOCENT : English Turkish
masum bulundu, aklandı, temize çıktı, atfedilen suçu işlemediği kanıtlandı, kanıtlar belli bir suçu işlemediğini ispatladı
WAS FRAMED : English Turkish
üzerine yıkıldı, uyduruldu, suç ona yüklendi
WAS FURIOUS : English Turkish
köpürmüştü, burnundan soluyordu, çok kızgındı, deliye dönmüştü
WAS GLAD TO SEE HIM : English Turkish
onu gördüğüne memnun oldu, onu gördüğüne sevindi, onu sevecen bir şekilde karşıladı
WAS GRANTED PERMISSION : English Turkish
izin verildi, yetki aldı, yetkilendirildi
WAS GRATEFUL : English Turkish
müteşekkirdi, teşekkür borçluydu, çok minnettardı
WAS GREATLY ANNOYED : English Turkish
çok rahatsızdı, çok rahatsız edildi, çok canı sıkıldı
WAS GREEN WITH ENVY : English Turkish
çok kıskandı, kıskançlıktan çatlayacak gibi oldu, hasetten çatladı, aşırı derecede kıskandı
WAS HAD : English Turkish
katakulliye getirildi, aldatıldı, keleğe geldi
WAS HAPPY FOR HIM : English Turkish
onun adına mutluydu, onun mutluluğunu paylaştı, onun başarısından dolayı memnundu
WAS HEARTBROKEN : English Turkish
acılıydı, kederliydi, hüzünlüydü, kalbi kırılmıştı
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani