English Turkish
WAS LAID BEFORE HIM : English Turkish
onun önüne serildi, masaya yatırıldı, tartışma için dikkat çekildi, tartışmaya açıldı, ortaya atıldı
WAS LAID TO REST : English Turkish
gömüldü, toprağa verildi, sonsuzluğa uğurlandı, defnedildi
WAS LATE : English Turkish
geç idi, geç zamandı, geç kalınmıştı, gecikmişti, gecikilmişti, belirlenen zamandan sonrasında kalmıştı
WAS LED ASTRAY : English Turkish
kötü yola düşürüldü, saptırıldı, yanlış yönlendirildi, yanlış yola saptırıldı, yoldan çıkarıldı
WAS LEFT ALONE : English Turkish
yalnız bırakıldı, tek başına bırakıldı, unutuldu
WAS LEFT BEHIND : English Turkish
geri bırakıldı, geride bırakıldı, geri kaldı, geriye düştü, geç kaldı
WAS LIGHTLY WOUNDED : English Turkish
hafifçe yaralandı, hafif yara aldı, yüzeysel yara aldı, yüzeysel bir şekilde yaralandı
WAS LOST : English Turkish
kayıptı, kaybedildi, kayboldu, yeri değiştirildi, karıştı, karıştırıldı
WAS LOST WITHOUT A TRACE : English Turkish
tek iz bırakmadan kayıplara karıştı, kayboldu, ipucu bırakmadan kayboldu, yer yarıldı yerin dibine girdi, buharlaşıp kayboldu
WAS LUCKY : English Turkish
şanslıydı, şansı yaver gitti
WAS LUCKY ENOUGH TO : English Turkish
-mek için şanslıydı,
mek için yeterince şanslıydı
WAS MENTIONED IN THE SAME BREATH WITH : English Turkish
ile birlikte aynı lafta bahsedildi, ile aynı solukta söylendi, ile aynı etkide bahsedildi,
nin bir parçası olarak bahsedildi
WAS METASTATIC : English Turkish
metastatik idi, vücudun diğer bölümlerine yayıldı (kötü huylu bir tümörle ilgili olarak)
WAS MISLED : English Turkish
yanlış yönlendirildi, saptırıldı, kandırıldı, aldatıldı
WAS MISTREATED : English Turkish
hırpalandı, kötü davranıldı, kötü muamele edildi, uygunsuzca tavır gösterildi
WAS MOST CONSPICUOUS : English Turkish
en barizdi, en açık olandı, en göze çarpandı, en aşikârdı, en apaçık olandı
WAS MURDERED : English Turkish
öldürüldü, cinayete kurban gitti
WAS NICE TO : English Turkish
-e karşı iyiydi,
e karşı hoş davrandı
WAS NICKNAMED : English Turkish
lakap takıldı, takma ad takıldı, gerçek adından başka bir ad verildi
WAS NOTORIOUS : English Turkish
dile düştü, kötü tanındı, adı çıktı
WAS OF THE SAME OPINION : English Turkish
aynı fikirdeydi, onunla aynı düşüncedeydi, onun inandığı aynı fikre inandı, meseleyi aynı şekilde anladı, onunkiyle aynı sonuca ulaştı
WAS OFF : English Turkish
iptal edilmişti, geçersizdi, değersizdi, boş hükmündeydi, etkisizdi, yok hükmündeydi
WAS OFFICIALLY RECOGNIZED : English Turkish
esmî olarak tanındı, resmî olarak kabul edildi
WAS ON HIS BACK : English Turkish
sırtında kamburdu, sırtındaydı, sırtında yüktü, ona yaşayacak alan bırakmadı
WAS ON HIS CASE : English Turkish
onun listesindeydi, kendisine hedef aldı, onu başarısızlığa uğratmaya çalıştı
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani