Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
WAS DISAPPOINTED : English Turkish

hayal kırıklığına uğratıldı, hayal kırıklığına uğradı, beklentileri boşa çıktı, sonuçtan dolayı çok üzüldü

WAS DISGUSTED : English Turkish

iğrendi, midesi bulandı, tiksindi

WAS DISHEARTENED : English Turkish

cesareti kırıldı, umutsuzluğa düşürüldü, bıraktı, pes etti, mücadele gücü kırıldı

WAS DISMISSED : English Turkish

kovuldu, azledildi, salıverildi, işine son verildi, görevlerinden azledildi

WAS DISMISSED FROM OFFICE : English Turkish

kovuldu, azledildi, salıverildi, işine son verildi, görevlerinden azledildi, bürodan uzaklaştırıldı

WAS DISTRACTED FROM : English Turkish

-den dikkati dağıtıldı, dikkati dağıldı, zihni dağıldı, geçici olarak aklı durdu, bir an için aklı karıştı

WAS DOOMED : English Turkish

sonu kötü oldu, kaderi kötü oldu, kötü sona ulaştı

WAS DOOMED TO : English Turkish

-e zorlandı,
me cezası verildi

WAS DRAWN TOWARDS : English Turkish

-e doğru çekildi, dikkati
e kaydırıldı, tarafından aklı başından alındı

WAS DRIVEN INTO A CORNER : English Turkish

ir köşeye atıldı, bir kenara itildi, unutuldu, daha az dikkat çekti

WAS DUMBFOUNDED : English Turkish

küçük dilini yuttu, donakaldı, çok şaşırdı, şoke oldu, gözlerine inanamadı

WAS DYING : English Turkish

ölüyordu, ölmeye başlıyordu, bitiyordu, sona eriyordu, ölen, ölmekte olan

WAS ECSTATIC : English Turkish

mest olmuştu, sevinçten kendinden geçmişti, coşmuştu, çok heyecanlıydı, çok mutluydu

WAS EMPOWERED : English Turkish

yetkilendirildi, yetki verildi, güçlendirildi, sertifika verildi, sertifikalandırıldı

WAS EUPHORIC : English Turkish

mest olmuştu, sevinçten kendinden geçmişti, coşmuştu, çok heyecanlıydı, çok mutluydu

WAS EXASPERATED : English Turkish

ezmişti, bezgindi, bıkmıştı, hafakanlar basmıştı

WAS EXECUTED : English Turkish

öldürüldü, idam edildi, idam cezası infaz edildi; uygulandı, ifa edildi, yerine getirildi, çalıştırıldı

WAS EXEMPTED : English Turkish

muaf tutuldu, hariç bırakıldı, istisna sayıldı

WAS EXHAUSTED : English Turkish

itkinleştirildi, bitikleştirildi, harap bırakıldı, bitap düşürüldü, kurutuldu

WAS EXPOSED TO CRITICISM : English Turkish

eleştirildi, gözden geçirildi, incelendi, yerildi, değerlendirildi

WAS EXPOSED TO RADIATION : English Turkish

adyasyona maruz bırakıldı, elektromanyetik dalgalardan korunmadı, radyasyona yakın çalıştı, radyasyon yakınında bulundu

WAS FACED WITH : English Turkish

ile yüz yüze geldi, ile karşı karşıya geldi,
in önünde durdu

WAS FAITHFUL TO : English Turkish

sadıktı,
e sadık kaldı,
e nankörlük etmedi

WAS FED UP WITH : English Turkish

-den bezdi,
den bıktı,
den gına geldi

WAS FILLED WITH PRIDE : English Turkish

gurur doluydu; burnu havadaydı, çok kibirliydi