Multilingual Turkish Dictionary

German Turkish

German Turkish
ABGUß : German Turkish

m l. (Flüssigkeit) dökülen mayi
(in der Gießerei) döküm
(in Gips usw.) kalip, mulaj; e-n ~ von et. her-stellen bsi kaliba dökmek

ABGÄNGER : German Turkish

m bir okuldan mezun olan °lg kayip, zayi; ikameti mecrrul

ABHABEN : German Turkish

F l. (Hut, Brille) sapkasini, gözlügünü cikarmis olm.
(seine Strafe) cezasim almis olm.; et. ~ wollen pay istemek

ABHACKEN : German Turkish

alta (satir v. s.) ile kesmek; abgehackt (z.B. spre-chen) kesik kesik; cat pat

ABHAKEN : German Turkish

l. cengelden cikarmak; asili bsi indirmek
(beim Kollationieren) isaret koymak; puvantaj yapmak

ABHALFTERN : German Turkish

l. (Pferd) yularını çıkarmak
(P.) F a) (loswerden) savmak, atlatmak; V: satmak, asmak, ekmek b) (entlassen, kaltstellen) azletmek; pabucunu dama atmak

ABHALSEN : German Turkish

kucaklarnak, sarilmak; kollan arasinda sikmak; oksamak, deragus etm

ABHALTEN : German Turkish

l. uzak tutmak
(hindern) alıkoymak, mani olm., menetmek, isgal etm.
(Parade, Gottesdienst usw.) yaptirmak
(Kind) aptesini saglamak
(Sitzung) yapmak, akdetmek
(Lehrstunde) ders vermek
naut. (vom Land) karadan acik kalmak; sahilden ayrilmak; von der Arbeit ~ işinden alıkoymak; V: avara etm. Abhalten: n (vom Bieten bei Versteigerung) jur. müzayedeye fesat karistirma

ABHALTUNG : German Turkish

f l. (Hindernis) engel, mani, mänia
(von Vorlesungen) tedris, ögretim, figretme
(e-r Sitzung) inikat, toplanma, celse akdetme

ABHANDELN : German Turkish

l. (Thema) müzakere etm., trete etm.
(et. vom Preis) pazarlikla fiyatini indirmek
(j-m et.) müsait bir fiyatia elde etm., satin almak Qlung/ l. ilmi tetkik, arastirma, trete
(kleinere) risale, makale, yazi

ABHANDEN : German Turkish

: ~ kommen kaybolmak; artik yerinde bulunma-mak; zayi olm., yitmek; hum: ucmak; V: kaynamak; •~ gekommen kayip, zayi, yltik

ABHANG : German Turkish

m inis, meyil, bayir, yamac, sev, aklan, maile, ver-san, egiklik

ABHASPELN : German Turkish

l. (Garn) ciknktan gecirmek
(Gedicht usw.) acele acele söylemek

ABHAUEN : German Turkish

l. balta v. s. ile kesmek; budamak
(j-m den Kopf) kellesini ucurmak
Seh. kopya etm.
V kirisi kirmak; palaman cözmek; zamkinos etm.; ipini kesmek; fertig) (cizlami) cekmek; alargaya (ikmak; cicoziamak, ancizlemek, tüymek, defolmak Hau ab! V Defol! Yikil karsimdan! ^ek arabani! Alarga!

ABHEBEN : German Turkish

l. (Deckel) kaldirmak
(Geld) bankadan para cekmek
Ka. kesmek; s;c/i~ (von, gegen) iyice belirmek; bsden farkli olm; kontrast teskil etm. S n Ka. kup

ABHEBERN : German Turkish

ir siviyi sifon ile cikarmak

ABHEFTEN : German Turkish

dosyaya, klasöre gecirmek

ABHEILEN : German Turkish

(Wunde) sifa bulmak; tamamiyle iyilesmek; ilti-yam bulmak

ABHELFEN : German Turkish

(e-r S.) care bulmak. Dem lässt sich leicht ~.Kolayi var

ABHETZEN : German Turkish

l. (Wild) avi kovalarken son derece yormak, sikistirmak
(Pferd) atmi kosturarak sikistirmak, sal-mak
(P.) aceleye getirmek; sich ~ kosarak yorulmak; aceleye gelmek; abgehetzt all al moru mor; all alina moru moruna; dili disarda; kosa kosa bir hal olmus

ABHILFE : German Turkish

f care, derman, deva, iläc, kolaylık; ~ leisten (schaffen) bse care bulmak; nach ~ trachten caresine bakmak; auf ~ sinnen care aramak; auf ~ dringen care bulunmasını israrla talep etmek

ABHOBELN : German Turkish

l. pürüzlerini rendelemek; kabasmi almak; plan-yalamak, yontmak
flg. terbiye, islah etm

ABHOLD : German Turkish

(m. Dat.) sevmeyen, mühalif, düsman, müteneffir, (ekkin, aleyhtar; (j-m od. e-r S.) ~ sein müsait olma-mak; b-ni cekememek; iyi bir gözle bakmamak

ABHOLEN : German Turkish

l. (et.) gidip almak, alip getirmek {bzw. götürmek)
(Post) posta kutusunu bosaltmak
(j-n von der Bahn, dem Dampfer usw.) ~ istikbal etm., karsilamak
(ein-sammeln) toplamak
(Polizei) evinde yakalamak

ABHOLZBAR : German Turkish

(Wald) baltalik
en bir ormanin bütün agac-lanni kesmek ^ung / orman acma