Multilingual Turkish Dictionary

German Turkish

German Turkish
BEKLAGEN : German Turkish

{bı'kla:gın} üzülmek, acımak

BEKLEIDEN : German Turkish

" {bı'klaydın} giydirmek; örtmek kaplamak."

BEKLEIDUNG : German Turkish

en {bı'klaydung} e giyim, giysi

BEKOMMEN : German Turkish

{bı'komın} almak, elde etmek

BEKRÄFTIGEN : German Turkish

" {bı'kreftigın} güçlendirmek, kuvvetlendirmek; doğrulamak."

BEKÄMPFEN : German Turkish

{bı'kempfın} savaşmak

BEKÖMMFICH : German Turkish

{bıkömlih} yararlı, şifalı

BELADEN : German Turkish

{bı'la:dın} yüklemek

BELAGERN : German Turkish

{bı'lestigın} rahatsız etmek, canını sıkmak

BELAGERUNG : German Turkish

{bı'la:gırn} kuşatmak

BELANG : German Turkish

{bı'lang} r önem

BELANGLOS : German Turkish

{bı'langlo:s} önemsiz

BELASTEN : German Turkish

" {bı'lastın} yüklemek; sıkıntı vermek; zimmetine geçirmek."

BELASTUNG : German Turkish

{bı'laufın} etmek, varmak, tutmak

BELAUFEN : German Turkish

en {bı'la:gırung} e kuşatma

BELEBT : German Turkish

{bıle:pt} canlı, hareketli

BELEG : German Turkish

" e {bı'le:k} r tic. makbuz alındı; belge, kanıt; örnek."

BELEGEN : German Turkish

" {bı'le:gın} örtmek; kanıtlamak; işgal etmek."

BELEGSCHAFT : German Turkish

en {bı'le:gşaft} e personel

BELEHREN : German Turkish

{bı'le:rın} öğretmek, anlatmak

BELEIDIGEN : German Turkish

" {bı'laydigın} hakaret etmek, aşağılamak; kırmak, gücendirmek."

BELEIDIGUNG : German Turkish

en {bı'laydigung} e hakaret, aşağılama

BELEUCHTEN : German Turkish

{bı'loyhtın} ışıklandırmak, aydınlatmak

BELEUCHTUNG : German Turkish

en {bı'loyhtung} e aydınlatma

BELIEBIG : German Turkish

{bı'li:bih} gelişigüzel, rasgele