Multilingual Turkish Dictionary

German Turkish

German Turkish
SCHAUSPIELERN : German Turkish

" oyunculuk yapmak, rol yapmak; sahte tavır takınmak, artistlik yapmak"

SCHECK : German Turkish

[der] çek

SCHECKBUCH : German Turkish

[das] çek defteri

SCHECKIG : German Turkish

eneklik, çapar

SCHEEL : German Turkish

" şaşı; kıskanç"

SCHEFFELN : German Turkish

toplamak

SCHEIBE : German Turkish

" [die] disk, teker; dilim; pencere camı; çömlekçi çarkı; bal gümeci; hedef levhası"

SCHEIBENBREMSE : German Turkish

[die] diskli fren, düz aynalı fren

SCHEIBENWASCHANLAGE : German Turkish

[die] ön cam yıkama aygıtı

SCHEIBENWISCHER : German Turkish

[der] ön cam sileceği

SCHEICH : German Turkish

[der] şeyh

SCHEIDE : German Turkish

" [die] kılıf, kın; sınır, hudut; dölyolu, vajina"

SCHEIDEN : German Turkish

" ayırmak; ayrıştırmak; boşandırmak; ayrılmak"

SCHEIDUNG : German Turkish

[die] boşanma

SCHEIDUNGSGRUND : German Turkish

[der] boşanma nedeni

SCHEIDUNGSKLAGE : German Turkish

[die] boşanma davası

SCHEIN : German Turkish

" [der] ışık, aydınlık; görünüş, görüntü; banknot; senet, belge, sertifika"

SCHEINBAR : German Turkish

" görünen, zahiri; yapmacık, sahte"

SCHEINEN : German Turkish

" parlamak, parıldamak, ışık vermek; gibi görünmek"

SCHEINHEILIG : German Turkish

ikiyüzlü

SCHEINWERFER : German Turkish

" [der] ışıldak, projektör; far"

SCHEIT : German Turkish

[das] yarılmış odun

SCHEITEL : German Turkish

" [der] tepe; saçı ayırma çizgisi"

SCHEITELN : German Turkish

(saçı) ayırmak

SCHEITELPUNKT : German Turkish

[der] (gökbilim) başucu, zenit