Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
KEYMUS : Ottoman Turkish

yun. Yiyecek ve içecek maddelerin midede hazmolunup erimesinden hâsıl olan bir sıvıdır ve kana karışır

KEYNUNET : Ottoman Turkish

Varlık, var olma

KEYS : Ottoman Turkish

Yaramaz huylu kişi

KEYSAN : Ottoman Turkish

Ayakla bir kimsenin dübürüne vurmak. * Özür, mâzeret

KEYSANİYYE : Ottoman Turkish

Revâfiz tâifesinden bir sınıf

KEYSUM : Ottoman Turkish

Çok miktar olan kuru ot

KEYT : Ottoman Turkish

(Keyte) şöyle, şöylece, kezâ

KEYUL : Ottoman Turkish

Muharebe gününde dizilen safların son safı

KEYVAN : Ottoman Turkish

f. Satürn (Zuhal) gezegeni

KEYY (KEYYE) : Ottoman Turkish

Adama veya davara yapılan nişan. * Yarayı dağlama

KEYYAL : Ottoman Turkish

Kile ile ölçen kimse. Kileci

KEYYEFE : Ottoman Turkish

(Tekyif. den mâzi fiili) İnceleyip iç yüzünü bildi, idrak etti manasınadır

KEYYİS : Ottoman Turkish

(Keyyise) Akıllı, anlayışlı, kiyasetli, idrakli, zeki. * Zarif

KEZA : Ottoman Turkish

Böyle, böylece. Bu dahi öyle

KEZALİK : Ottoman Turkish

Bunun gibi. Böylece. Bu da böyle

KEZAME : Ottoman Turkish

(C.: Kezâyim) İki kuyu arasındaki yarıklar ve delikler. (Su birinden birene akar). * Terazi iplerinin kendinde toplandığı halka

KEZAN : Ottoman Turkish

Küfeki taşı

KEZAZ : Ottoman Turkish

(Kezazet) Hadden tecavüz etmek, haddini aşmak. * Tıb: Nefes alamıyacak derecede mide dolgunluğu

KEZAZE : Ottoman Turkish

Kuruluk, münkabız olmak, kabızlık

KEZB : Ottoman Turkish

Tırnakta görünen beyazca yer

KEZBERE : Ottoman Turkish

Kanbel otu. * Baldırıkara otu

KEZEB : Ottoman Turkish

(Kezub. C.) Yalancılar

KEZKAZ : Ottoman Turkish

Tez tez yürümek, hızlı hızlı gitmek

KEZKEZ : Ottoman Turkish

Kenger otu zamkı

KEZKEZA : Ottoman Turkish

Kırbanın dolu olması