Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
KOZMOZ : Ottoman Turkish

(Kozmos) yun. Kâinat. Bütün gökler

KOZMOZ : Ottoman Turkish

âlem, kâinat

KOZMOĞRAFYA : Ottoman Turkish

yun. Yıldızların yerlerinden ve hareketlerinden bahseden ilim. Felekiyyat. İlm-i hey'et

KOZMOĞRAFYA : Ottoman Turkish

uzay ilmi

KOÇ YİĞİT : Ottoman Turkish

Güçlü kuvvetli, bahadır, gözünü budaktan sakınmaz, cengâver

KOÇKAR : Ottoman Turkish

Dövüş için terbiye olunmuş iri koç

KRAMP : Ottoman Turkish

Fr. Adalenin kasılması

KRATER : Ottoman Turkish

(Bak: Atmiye)

KRİTİK : Ottoman Turkish

yun. Tenkid. Sıkışık durum, sıkıntılı. * Tıb: Hastalığın en kötü zamanı.KRUVAZÖR
Fr. Daha ziyade toplarla mücehhez açık denizlerde emniyeti te'min etmek ve konvoyları korumakla vazifeli süratli harp gemisi

KRİTİK : Ottoman Turkish

tenkit, sıkışık durum

KU'BERE : Ottoman Turkish

Bileği meydana getiren iki kemiğin küçüğü

KU'KU' : Ottoman Turkish

Alaca renkli, uzun gagalı bir büyük kuş

KUAL : Ottoman Turkish

Üzüm çiçeği

KUAS : Ottoman Turkish

Bir hastalık (ki göğüsü tutar.)

KUB : Ottoman Turkish

"f. ""Vuran, vurucu, döven"" mânâlarına gelir ve birleşik kelimeler yapılır. Meselâ: (Leked-kub: Tekme vuran)"

KUBA' : Ottoman Turkish

Hınzır avazı. * Büyük ölçek

KUBAA : Ottoman Turkish

Serçe gibi küçük bir alaca kuşun adı. * Avcıların giydiği hırka

KUBAKIB : Ottoman Turkish

Acele eden kimse, aceleci.* Bir yıldan sonra olan yıl

KUBALE : Ottoman Turkish

Mukabele. * Kapı önü

KUBAN : Ottoman Turkish

(Kub. C.) f. Vurucular, dövücüler. * Vurarak, döverek mânâlarına gelir ve birleşik kelimeler yapılır

KUBB : Ottoman Turkish

Kürk

KUBBE : Ottoman Turkish

Yarım küre şeklinde yapılan bina damı

KUBBE : Ottoman Turkish

yarım küre şeklinde bina damı

KUBBE ALTI : Ottoman Turkish

Tar: Topkapı Sarayı'nda başta sadrazam olmak üzere devlet adamlarının ve vezirlerin toplanıp devlet işlerini görüştükleri yer

KUBBE-İ HADRÂ : Ottoman Turkish

Yeşil kubbe