Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
KÜND : Ottoman Turkish

Biçimsiz, yakışıksız, kısa. * Kesmez, kör. * Yiğit, cesaretli, cesur. * Anlayışsız. Fehim ve idraki kısa

KÜNDE : Ottoman Turkish

f. Suçlu bir kimsenin ayaklarına geçirilen tomruk. * Kalın ve yüksek ağaç

KÜNDEKÂR : Ottoman Turkish

f. Sedefçi. Kıymetli ağaçları işleyen. Marangoz

KÜNDGÛŞ : Ottoman Turkish

f. Sağır, işitmez

KÜNDÜR : Ottoman Turkish

"(C: Kenadir) ""Günlük"" denilen nesne. * Şişman ve kısa boylu kimse. * Vahşi hımar, yabani eşek. * Büyük çuval."

KÜNDÜS : Ottoman Turkish

Saksağan kuşu

KÜNENDE : Ottoman Turkish

"f. ""Edici, yapıcı"" mânâlarına gelerek kelimelere eklenir."

KÜNGÂN : Ottoman Turkish

f. Toprak ve çimento gibi şeylerle yapılan su borusu, su yolu

KÜNGÂN : Ottoman Turkish

su borusu

KÜNGÜRE : Ottoman Turkish

f. Kubbenin en yüksek yeri, tepesi

KÜNH : Ottoman Turkish

Bir şeyin aslı, cevheri, mikdarı. Dip. Kök. Özü, nihâyeti, vechi. * Vakit, zaman

KÜNH : Ottoman Turkish

asıl, öz, kök

KÜNİŞ(T) : Ottoman Turkish

f. Mecusi tapınağı. * Yahudi havrası

KÜNNAŞE : Ottoman Turkish

(C.: Künnâşât) Kök

KÜNNE : Ottoman Turkish

Ev kapısı üstüne yapılan sundurma

KÜNNES : Ottoman Turkish

(Kânis. C.) Yuvasında ve yatağında olan geyikler. * Gündüzün gizlenen, gece görünen seyyar yıldızlar. (Bak: Hunnes künnes)

KÜNNES : Ottoman Turkish

gece görünen yıldızlar

KÜNTAN : Ottoman Turkish

Kısa boylu

KÜNU' : Ottoman Turkish

Yakın olmak

KÜNUD : Ottoman Turkish

Nankörlük. Nimeti inkâr etmeklik

KÜNUN : Ottoman Turkish

Birşeyi gizleme, saklı tutma

KÜNUZ : Ottoman Turkish

(Kenz. C.) Hazineler. Defineler

KÜNUZÂT : Ottoman Turkish

Kenzler. Hazineler

KÜNYE : Ottoman Turkish

Bir kimsenin nereden ve kimden olduğunu bildiren ve hüviyeti yazılı olan kâğıt

KÜNYE : Ottoman Turkish

kimlik