Ottoman Turkish
KÜNÛZ : Ottoman Turkish
hazineler
KÜNÜBDÜR : Ottoman Turkish
Kaba nesne
KÜPEŞTE : Ottoman Turkish
Geminin kenarlarındaki tahta siper. * Parmaklığın üzerindeki düz ve kalın tahta
KÜRA' : Ottoman Turkish
"(C: Ekru-Ekâri) İnsanda boyundan aşağısı; hayvanda topuktan aşağısı. * Koyun ve sığır baldırı."
KÜRABE : Ottoman Turkish
Ağaç dibine düşen hurmaları toplamak
KÜRAN : Ottoman Turkish
f. Al renkli at
KÜRAT : Ottoman Turkish
(Küre. C.) Küreler. Yuvarlak olan nesneler
KÜRAZ : Ottoman Turkish
Ağzı dar bardak
KÜRAIYY : Ottoman Turkish
Paça satan
KÜRBAK : Ottoman Turkish
Dükkân
KÜRBE : Ottoman Turkish
f. Dükkân
KÜRBET : Ottoman Turkish
(Kerb. den) Sıkıntı. Tasa. Keder. * Belâ. Musibet
KÜRBET-İ GURBET : Ottoman Turkish
Gurbetten dolayı olan keder
KÜRDABE : Ottoman Turkish
Büyük su içinde olan çürüntü
KÜRDE : Ottoman Turkish
(C: Kürüd) Sürülmüş tarla
KÜRDEVS : Ottoman Turkish
(C: Kerâdis) Kemik başı. * At sürüsü
KÜRDİSTAN : Ottoman Turkish
Kürdlerin oturdukları bölge. * İran'ın Ardelân eyaletinin eski adı
KÜRDÎ : Ottoman Turkish
Kürdistânlı
KÜRE : Ottoman Turkish
f. Toprak ocak. Mâdenci ocağı
KÜRE : Ottoman Turkish
yuvarlak
KÜRE-İ ARZ : Ottoman Turkish
"Dünya. (Yuvarlak olduğundan dolayı bu isim verilmiştir.)(Küre-i arz, küçüklüğüyle beraber semâvata karşı gelebilir. Çünki nasılki ""Dâimi bir çeşme, varidatsız büyük bir gölden daha büyük"" denilebilir. Hem, bir ölçek ile bir şey ölçerek başka yere nakledilen ve onun elinden geçmiş ve ona girmiş çıkmış bir mahsulâtla, zâhiren binler def'a ölçekten büyük ve dağ gibi bir cisimle o ölçek muvâzeneye çıkabilir. Aynen öyle de: Küre-i arz, Cenâb-ı Hak onu san'atına bir meşher ve icadına bir mahşer ve hikmetine medar ve kudretine mazhar ve rahmetine mezher ve Cennetine mezraa ve hadsiz kâinata ve mahlukat âlemlerine ölçek ve mâzi denizlerine ve gayb âlemine akacak bir çeşme hükmünde icad etmiş. Her sene kat kat ve katmerli yüzbin tarzda, masnuattan dokunmuş gömleklerini değiştirdiği ve çok def'a dolup mâziye boşaltarak gayb âlemine döktüğü bütün o müteceddid âlemleri ve arzın müteaddit gömleklerini nazara al; yani bütün mazisini hazır farzet; sonra yeknesak ve bir derece basit semavata karşı muvazene et. Göreceksin ki: Arz, ziyade gelmezse, noksan da kalmaz. İşte $ sırrını anla. S.)"
KÜRE-İ AYN : Ottoman Turkish
Tıb: Göz yuvarlağı
KÜRE-İ HAVA : Ottoman Turkish
Dünyayı kaplayan hava tabakası. Atmosfer
KÜRE-İ HÂK : Ottoman Turkish
Yeryüzü. * Zemin yüzü
KÜRE-İ KAMER : Ottoman Turkish
Ay
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani