Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
MEVCUDAT-I BAHARİYE : Ottoman Turkish

Bahar mevsimindeki renk renk, çeşit çeşit varlıklar

MEVCUDEN : Ottoman Turkish

Kendisi berâber olarak. Mevcud olarak

MEVCUDİYET : Ottoman Turkish

Mevcudluk, varlık, mevcud ve var olma

MEVCUDÎN : Ottoman Turkish

(Mevcud. C.) Mevcudlar, var olan ve bulunan şeyler. Mevcudât

MEVCÂ-MEVC : Ottoman Turkish

Çok dalgalı. Dalga dalga

MEVCÛD : Ottoman Turkish

mevcut, var olan

MEVCÛDAT : Ottoman Turkish

varlıklar

MEVCÛDİYET : Ottoman Turkish

varlık

MEVDU : Ottoman Turkish

(Mevdua) Emanet bırakılmış, tevdi olunmuş

MEVDUAT : Ottoman Turkish

(Mevdu. C.) Emanet bırakılmış şeyler. * Bankaya konan para ki, faizle olduğundan haramdır. (Bak: Riba)

MEVDUD(E) : Ottoman Turkish

Sevilmiş, kendisine muhabbet edilmiş. Sevgi gösterilmiş

MEVDUNE : Ottoman Turkish

(Mevzune) Altın, inci veya elmasla işlemeli şey. Murassa

MEVECAT : Ottoman Turkish

(Mevce. C.) Dalgalar

MEVEDDET : Ottoman Turkish

Dostluk. Sevgi. Muhabbet. Muhabbet etmek. Sevmek

MEVEDDET : Ottoman Turkish

dostluk, sevgi

MEVETAN : Ottoman Turkish

Canı olmayan nesneler. * İhya olunmayan, ekilip biçilmeyen arazi

MEVFUR : Ottoman Turkish

(Vefir. den) Tam olan şey. Çoğaltılmış. Çok. Kesir. Bisyâr. Evfer. * Edb: Aruz kalıblarından biri

MEVH : Ottoman Turkish

Kuyunun suyu çok olmak

MEVHAT : Ottoman Turkish

cansızlar

MEVHİBE : Ottoman Turkish

İhsan. Sevgi. Hediye

MEVHİBE : Ottoman Turkish

verilmiş

MEVHİBE-İ İLÂHİYE : Ottoman Turkish

Cenab-ı Hakk'ın ihsan ve hediyesi

MEVHİL : Ottoman Turkish

(Vahl. den) Çamurlu yer

MEVHİN : Ottoman Turkish

Gece yarısına yakın vakit

MEVHUB : Ottoman Turkish

(C.: Mevâhib) (Vehb. den) İhsan edilmiş, verilmiş, hibe olunmuş, bağışlanmış. * Fık: Karşılıksız olarak birine verilmiş