Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
MEVLÂ-YI KERİM : Ottoman Turkish

İkram sahibi olan Cenab-ı Hak (C.C.)

MEVLÂNÂ : Ottoman Turkish

Mesnevî adlı kitabın da yazarı olan ünlü velî ve şair

MEVLÂNÂ : Ottoman Turkish

efendimiz

MEVLÛD : Ottoman Turkish

doğan

MEVMAT : Ottoman Turkish

(C: Mevâmi) Sahrâ. Çöl. * Yazı

MEVN : Ottoman Turkish

Bir kimsenin zahmetini çekmek. * Nafakalarını vermek

MEVR : Ottoman Turkish

Başka te'sirle bir şeyin dalga gibi gidip gelmesi. Çalkanmak. * Suyun yeryüzüne yayılması. * Hayvanlardan yün almak. * Yol, tarik. * Toz, gubar. * Rücu etmek, döndürmek

MEVRİD : Ottoman Turkish

Varılan yer. Vasıl yeri. * Cadde. Yol. Tarik

MEVRİD : Ottoman Turkish

varılan yer, yol

MEVRİD-İ NASS : Ottoman Turkish

Nass ile gelen mes'ele. Nass olan yer. Kat'i delil olan husus

MEVRUD : Ottoman Turkish

(C.: Mevrudât) Gelmiş. Vürud etmiş. Gelen

MEVRUDE : Ottoman Turkish

(C.: Mevrudât) Ulaşmış, gelmiş

MEVRUDÂT : Ottoman Turkish

(Mevrude. C.) Gelen şeyler

MEVRUS(E) : Ottoman Turkish

Vereseye âit olan. Miras edilmiş. Miras edilen eşya

MEVRUSAT : Ottoman Turkish

Mirastan gelenler

MEVRÛS : Ottoman Turkish

mirasla gelen

MEVS : Ottoman Turkish

Ekmeği suyla ıslatmak

MEVSİL : Ottoman Turkish

(Vusul. den) Kavşak. Kavuşacak yer. * Ek yeri

MEVSİM : Ottoman Turkish

(C: Mevâsim) Pazar yeri. * Arap pazargâhları. * Yılın dört kısmından biri. * Zaman. Vakit. Alâmet

MEVSİM BE MEVSİM : Ottoman Turkish

Zaman zaman. Mevsimden mevsime, zamanı geldikçe

MEVSİM-İ HARİF : Ottoman Turkish

Sonbahar, güz devresi

MEVSİM-İ SAYF : Ottoman Turkish

Yaz mevsimi, yaz devresi

MEVSİM-İ ŞİTÂ : Ottoman Turkish

Kış mevsimi

MEVSUF : Ottoman Turkish

Vasıflanan. Bir sıfatla tavsif edilen. * Kendisinde bir sıfat mevcud olan, kendisine bir sıfat isnad edilmiş olan

MEVSUK : Ottoman Turkish

Kendisine inanılır olan. Şâyân-ı itimad olan. * Sağlam. * Vesikalı. Delile dayanan hakikat