Ottoman Turkish
SADR-I İSLÂM : Ottoman Turkish
Baş vezir, padişahın vekili, başvekil
SADR-I ÂLİ : Ottoman Turkish
Vezirlerin veya vekillerin başkanı. Sadrâzam
SADREYN : Ottoman Turkish
Rumeli ve Anadolu kazaskerliği
SADRGÂH : Ottoman Turkish
f. Tam orta yer. * En mühim yer
SADRNİŞİN : Ottoman Turkish
f. Bir toplantıda baş sedirde oturan
SADRÎ : Ottoman Turkish
(Sadriye) Göğüsle ilgili, göğüse ait
SADSAL : Ottoman Turkish
f. Asır, yüzyıl
SADTU(Y) : Ottoman Turkish
Çok katlı, yüz katmerli
SADUK : Ottoman Turkish
Çok sâdık
SADUKAT : Ottoman Turkish
Mehir. Evlenirken erkeğin kadına vereceği para. (Bak: Mehr)
SADY : Ottoman Turkish
Taarruz eden kimse. * Bedeni, endamı hoş olan. * Dimağ. Başın içini dolduran haşev. * Ölü insan cesedi. * Baykuş
SADÂ : Ottoman Turkish
Seda. Ses. Avaz. Savt. * Erkek baykuş. * Bir böcek adı. * Susuzluk. * Yankı
SADÂ : Ottoman Turkish
ses, seda
SADÂ-YI BASİT : Ottoman Turkish
Sesin, bir defa tekrarı
SADÂ-YI MÜREKKEB : Ottoman Turkish
Sesin bir çok defalar tekrarı
SADÂKAT : Ottoman Turkish
ağlılık, dostluk, doğruluk
SADÂKATKÂRÂNE : Ottoman Turkish
sadakat edercesine, bağlılığını gösterircesine
SADÂKATMEDÂR : Ottoman Turkish
sadakat vesilesi, bağlılık sebebi
SADÂRET : Ottoman Turkish
aşbakanlık
SADÎK : Ottoman Turkish
çok sadık
SADÛK : Ottoman Turkish
çok sadık, gayet bağlı
SADIH : Ottoman Turkish
Kavi, sağlam, kuvvetli
SADIHA : Ottoman Turkish
Teganni eden
SADIK(A) : Ottoman Turkish
Doğru, hakikatli, sadakatlı, dürüst
SADIK-UL KAVL : Ottoman Turkish
Doğru sözlü
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani