Multilingual Turkish Dictionary Ottoman Turkish

SALÂH : Ottoman Turkish

iyilik, rahatlık

SALÂHAT : Ottoman Turkish

günahsızlık ve temizlik, dindarlık

SALÂHİYET : Ottoman Turkish

yetki

SALÂHİYETDÂR : Ottoman Turkish

yetkili

SALÂT : Ottoman Turkish

namaz

SALÂT-ÜL ASR : Ottoman Turkish

İkindi namazı

SALÂT-ÜL FECR : Ottoman Turkish

Sabah namazı

SALÂT-ÜL İŞÂ : Ottoman Turkish

Yatsı namazı

SALÂT-ÜL MAĞRİB : Ottoman Turkish

Akşam namazı

SALÂT-ÜL VİTR : Ottoman Turkish

Vitir namazı

SALÂT-ÜL ÎD : Ottoman Turkish

Bayram namazı

SALÂT-ÜZ ZUHR : Ottoman Turkish

Öğle namazı

SALÂT-I FECR : Ottoman Turkish

Sabah namazı

SALÂT-I HAMSE : Ottoman Turkish

Beş vakit namaz

SALÂT-I HAVF : Ottoman Turkish

Muharebeden evvel kılınan iki rekât namaz

SALÂT-I İSTİHÂRE : Ottoman Turkish

İstihareden evvel kılınan iki rekât namaz

SALÂT-I İSTİSKA : Ottoman Turkish

Yağmur duasına çıkıldığı zaman kılınan namaz

SALÂT-I SEFER : Ottoman Turkish

Yola çıkıldığı zaman kılınan iki rekât namaz

SALÂT-I VUSTA : Ottoman Turkish

(Bak: Vusta)

SALÂTÜSELÂM : Ottoman Turkish

dua ve selâm, salâvat getirme

SALÂVÂT : Ottoman Turkish

Peygamberimiz için edilen dualar

SALÎB : Ottoman Turkish

haç

SAM : Ottoman Turkish

Ölüm, mevt. * Yer altındaki altın damarı. * Gök kuşağı. * Ateş. * Sersemlik hastalığı. * Hazret-i Nuh'un (A.S.) oğullarından birinin ismi

SAM'A : Ottoman Turkish

Küçük kulaklı kadın. (Müz: Asmâ) * Kuvvetlenip olgunlaşan ot

SAM'AR : Ottoman Turkish

Katı şiddetli, şedid