Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
SELFE : Ottoman Turkish

Ahmak. * Kurt

SELG : Ottoman Turkish

Ayırmak. * Yarmak

SELH : Ottoman Turkish

Soyma, deri soymak. * Her ayın son günü. * Bir yerden bir şeyi çıkarmak

SELH-HANE : Ottoman Turkish

"f. Hayvan kesilip yüzülen yer. Mezbâha. (Bu kelime galat olarak, ""salhâne"" şeklinde kullanılır.)"

SELHA : Ottoman Turkish

Kıyamet günü

SELHHÂNE : Ottoman Turkish

hayvan kesimi yapılan yer, mezbaha

SELİB : Ottoman Turkish

Soyulmuş, giderilmiş, alınmış. * Tıraş olunmuş. * Aklı başından alınmış

SELİF : Ottoman Turkish

Eski zamanda geçmiş olan

SELİHA : Ottoman Turkish

Kabuk. * Soyulmuş veya bozulmuş şey. * Tarçın yerine kullanılan bir ağacın adı

SELİK : Ottoman Turkish

Arpa, buğday ve bunlara benzer hububatın yarması

SELİKA : Ottoman Turkish

Güzel söz söyleme ve yazma istidadı

SELİL : Ottoman Turkish

Netice, semere. * Yeni doğmuş erkek çocuk. * Büyük, geniş dere

SELİL-İ MEYYİT : Ottoman Turkish

Ölü olarak doğmuş çocuk

SELİLE : Ottoman Turkish

Yeni doğmuş kız çocuğu

SELİM(E) : Ottoman Turkish

(Selâmet. den) Sağlam, kusursuz. Refah ve selâmet üzere bulunan

SELİM-ÜL KALB : Ottoman Turkish

Temiz kalbli

SELİS : Ottoman Turkish

Selâsetli. Fasih ve beliğ olan. Düzgün ve akıcı ifade

SELİT : Ottoman Turkish

Kahredici, galebe edici. * Susam yağı. * Kötü sözlü şerli kimse. Ağzı bozuk. * Zeytinyağı

SELK : Ottoman Turkish

Bir yerden haber getirmek. * Yumurtayı rafadan pişirmek. Bir kimseyi başı üstüne bırakmak. * Katı ve sert söylemek. * Çağırmak

SELKA' : Ottoman Turkish

(C.: Selâki) Otsuz, susuz ve ıssız yer

SELL : Ottoman Turkish

Yavaşça çekip sıyırma. Sıyrılma. * Çıkarma, çıkarılma. Çekme, çekilme

SELL-İ SEYF : Ottoman Turkish

Kılıç çekme

SELLAC : Ottoman Turkish

Buzcu, buz satan adam

SELLAH : Ottoman Turkish

(Selh. den) Kasaplık hayvan kesen veya yüzen

SELLAT : Ottoman Turkish

(Selle. C.) Sepetler, seleler