Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
SELASİL : Ottoman Turkish

(Silsile. C.) Silsileler. * Zincir gibi olanlar. Zincirler. * Sıradağlar

SELASÛN : Ottoman Turkish

(Selâsîn) Otuz,

SELATA : Ottoman Turkish

Kahır, galebe, hiddet. * Kötü konuşan, gönül inciten, kalb kıran. * Merhametsiz olmak. * Acı söz söylemek

SELATİN : Ottoman Turkish

(Sultan. C.) Sultanlar

SELB : Ottoman Turkish

"Ayıp. * ""Noksan etmek ve çekmek"" mânalarına da mastardır."

SELB : Ottoman Turkish

kapma, alma, silme, kaldırma, red

SELBEN : Ottoman Turkish

İnkâr yoluyla, * Gidererek, kaldırarak, yok ederek

SELBUB : Ottoman Turkish

Bir dere

SELBÎ : Ottoman Turkish

Nefiy ile alâkalı, nefye mensub olan

SELC : Ottoman Turkish

Yutmak

SELCEM : Ottoman Turkish

(C.: Selâcim) Uzun, tavil.* Uzun ok. şalgam

SELEB : Ottoman Turkish

Yemen vilâyetinde yetişen bir ağacın kabuğudur. Ondan ipler ve urganlar yaparlar. * Kişinin malı mülkü ve metâı

SELECAN : Ottoman Turkish

Yutmak

SELEF : Ottoman Turkish

(Self) Eskiden olan. Evvelce bulunmuş olan. * Yerine geçilen. * Önde olmak, ileri geçmek. * Eski adam

SELEF : Ottoman Turkish

önceki, yeri doldurulan

SELEF-İ SÂLİHÎN : Ottoman Turkish

Ehl-i Sünnet ve Cemaat'in ilk rehberleri: Tabiîn ile Ashabın ileri gelenleri ve Tebe-i Tabiînden olan müslümanlar

SELEFİSÂLİHÎN : Ottoman Turkish

dinin ilk zamanlarındaki rehber âlimler

SELEFİYE : Ottoman Turkish

"İtikadca Ehl-i Sünnet Mezhebi üzerinde olan Sahabe ve Tâbiîn'in gittikleri yol. Ve bu yolda giden fakihler, muhaddisler ve bu mezhebden olanlar. * Cenab-ı Hakk'ın varlığında ve diğer hususlarda Kur'an-ı Kerim aşikâr ne söylemiş ise aynen kabul edenler. Bunlara ""Eseriyye"" de denir."

SELEFİYE : Ottoman Turkish

önceden yaşamış müslüman büyüklerinin yolu

SELEL : Ottoman Turkish

Helâk olmak, mahvolmak

SELEM : Ottoman Turkish

Diş gediği

SELENKA' : Ottoman Turkish

Yıldırım

SELENTAH : Ottoman Turkish

Geniş, açık yer

SELF : Ottoman Turkish

Yeri düzeltmek. *Büyük dağarcık

SELFA' : Ottoman Turkish

Bahadır. Kahraman ve cesâretli kimse. * Yüzsüz, utanmaz, hayâsız, kötü kadın. * Kuvvetli deve