Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
MÜNASERE : Turkish Risale

Saçmak

MÜNASİB : Turkish Risale

Benzer, uygun, lâyık, yakışır, yaraşır

MÜNATAHA : Turkish Risale

Boynuzlu hayvanların birbiriyle vuruşması. Süsüşme

MÜNAVAT : Turkish Risale

Düşmanlık

MÜNAVEBE : Turkish Risale

Nöbetle iş görmek, nöbetleşmek

MÜNAVEBETEN : Turkish Risale

Nöbet ile, nöbetleşerek. Sırayla

MÜNAVEHA : Turkish Risale

(Nevh. den) Feryad ile ağlama

MÜNAVELE : Turkish Risale

Takdim, bir şeyi el ile öne uzatmak. Sunmak, arzetmek

MÜNAVEME : Turkish Risale

Uyku hususunda yarışma

MÜNAYA : Turkish Risale

(Bak: Menâyâ)

MÜNAZA-UN FİH : Turkish Risale

Hakkında ihtilaf mevcut olan şey, münakaşa edilen mes'ele. Aradaki husumete sebeb olan

MÜNAZAA : Turkish Risale

Ağız kavgası, mücadele, çekişmek

MÜNAZAAT : Turkish Risale

Ağız kavgaları, çekişmeler

MÜNAZALA : Turkish Risale

(Bak: Münadala)

MÜNAZARA : Turkish Risale

Karşılıklı konuşmak. İlmî ve kaideye uygun olarak yapılan münakaşa. Mübahese. (Bak: İnsaf)

MÜNAZARAT : Turkish Risale

(Münazara. C.) Görüşler, fikirler. Münazaralar. * Bediüzzaman Said Nursî'nin bir eserinin adı

MÜNAZAT : Turkish Risale

Zina edişmek

MÜNAZIR : Turkish Risale

Münazara eden, münakaşa eden. * Misil, denk, eş

MÜNAZIRÎN : Turkish Risale

Münazara edenler

MÜNAZZIC : Turkish Risale

Yumuşatıcı. Öldürücü

MÜNAZİ' : Turkish Risale

(Nez'. den) Çekişen, nizâ eden. Ağız kavgası yapan

MÜNAİME : Turkish Risale

Naz içinde büyüyen kadın

MÜNAŞEDE : Turkish Risale

(Neşide. den) Karşılıklı neşide söyleme

MÜNBAGİ : Turkish Risale

(Bugye. den) Lâyık, yakışan, şâyân

MÜNBASİT : Turkish Risale

İnbisat eden, yayılan, genişleyen. Yaygın, münteşir, yayılmış, açık. Şen