Turkish Risale
MÜNAFERET : Turkish Risale
Birbirinden kaçıp nefret etmek, karşılıklı huzursuzluk. * Adâvet, hased ve şeref cihetinde hakeme müracaat eylemek. * Birbiri ile müfahere eylemek
MÜNAFESAT : Turkish Risale
(Münâfese. C.) (Nefs. den) Münâfeseler
MÜNAFESE : Turkish Risale
Başkasında görülen bir kemale imrenip ona yetişebilmek ve daha ileri gidebilmek için, nefislerin nefâsette, iyi şeylerde yarışması hissidir ki, nefsin şerefinden ve uluvv-i himmetinden neş'et eder. Hased ile arasında fark açıktır. Hased eden kimse, kemâle düşmandır; hased ettiği kimsenin zararından, nimetinin zevâlinden memnun olur.Münâfis, yarışçı ise kemâle aşıktır. O, karşısındakinin sukutunu değil; kendisinden daha ileri gitmesini ister. (E.T.)
MÜNAFEŞE : Turkish Risale
Hesap görürken iyice araştırıp, birşeyi terk etmemek
MÜNAFIK : Turkish Risale
İki yüzlü, araya nifak sokan. Fitnekâr. * Ahdini bozan, yalan söyleyen, hıyanet eden. * Görünüşte müslüman olup hakikatte kâfir ve düşman olan.("Münafık öldükten sonra namazı kılınmaz" meâlindeki âyet, o zamandaki ihbar-ı İlâhî ile bilinen kat'i münafıklar demektir. Yoksa zan ile, şüphe ile münafık deyip namaz kılmamak olmaz. Mâdem "Lâ ilahe illallah" der, ehl-i kıbledir. Sarih küfür söylemese veyahut tevbe etse, namazı kılınabilir...Münafık itikadsızdır, kalbsizdir ve vicdansızdır. Peygamber (A.S.M.) aleyhindedir. R.N.)
MÜNAFIKANE : Turkish Risale
f. Münafıklıkla
MÜNAFIKUN : Turkish Risale
(Bak: Münafıkîn)
MÜNAFIKUN SURESİ : Turkish Risale
Kur'an-ı Kerim'in
Suresidir. Medenîdir
MÜNAFIKÎN : Turkish Risale
(Münafık. C.) Münafıklar. Fitnekârlar. İkiyüzlüler. Araya nifak sokanlar
MÜNAFÎ : Turkish Risale
Zıt, uymaz, aksi, aykırı. Mugayir ve muhalif olan
MÜNAFİS : Turkish Risale
Sırdaş
MÜNAGAT : Turkish Risale
Çocukları sevindirecek ve güldürecek söz söylemek
MÜNAGGAS : Turkish Risale
(Gussa. dan) Kederli, gussalı
MÜNAGGASAN : Turkish Risale
(Gussa. dan) Tasalı olarak, gussalı olarak
MÜNAH : Turkish Risale
Ağıt yakma
MÜNAHE : Turkish Risale
Parmaklarıyla taksim etmek. Paylaştırmak
MÜNAHEBE : Turkish Risale
Malı yağmalama
MÜNAKADE : Turkish Risale
Bir şeyin iyisini kötüsünden seçip ayırmak
MÜNAKAHA : Turkish Risale
Pâk etmek, temizlemek
MÜNAKALAT : Turkish Risale
Nakiller. Nakil işleri. Ulaştırma işleri
MÜNAKALE : Turkish Risale
Taşımak, ulaştırmak, aktarmak
MÜNAKARE : Turkish Risale
Talep edişmek, karşılıklı istemek
MÜNAKASA : Turkish Risale
(C.: Münakasât) (Noksan. dan) İhale ve alışveriş gibi şeylerde eksiltme
MÜNAKASAT : Turkish Risale
(Münakasa. C.) Eksiltmeler, münakasalar
MÜNAKAZA : Turkish Risale
İki sözün mânasının birbirine zıd olması. * Bir sözü evvelce söylediği kelâma zıd ve muhâlif söylemek
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani