Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
GACIRTI : Turkish Turkish

gacırdarken çıkan ses

GACO : Turkish Turkish

kadın, dost, metres, °gacı

GADA : Turkish Turkish

dert, sıkıntı

GADAN ALAYIM : Turkish Turkish

hlk. sevgisini belirtme kalıbı olarak kullanılır

GADDAR : Turkish Turkish

acıması olmayan, başkalarına haksızlık eden, insafsız davranan, kıyıcı

GADDAR OLMAK : Turkish Turkish

acımasız, haksız, insafsız davranmak

GADDARCA : Turkish Turkish

gaddar gibi (biçimde), insafsızca

GADDARLIK : Turkish Turkish

gaddar olma durumu, kıyıcılık

GADDARLIK ETMEK : Turkish Turkish

gaddarca davranmak, kıyıcılık etmek

GADİR ETMEK : Turkish Turkish

- gadretmek

GADİR OLMAK : Turkish Turkish

- gadrolmak

GADİR OLUNMAK : Turkish Turkish

- gadrolunmak

GADİR, -DRİ : Turkish Turkish

acımasızlık, merhametsizlik, kıygı

GADİR, -DRİ : Turkish Turkish

haksız yere zarara uğratma

GADİRLİK : Turkish Turkish

kıygı, °gadir

GADOLİNYUM : Turkish Turkish

atom numarası 64, atom ağırlığı 156,9 olan, yüksek sıcaklıklarda eriyen, birtakım tuzları bilinen parlak gri renkte katı element, simgesi gd

GADRE UĞRAMAK : Turkish Turkish

haksızlığa uğramak

GADRETMEK : Turkish Turkish

haksızlık etmek

GADROLMAK : Turkish Turkish

haksızlığa uğramak

GADROLUNMAK : Turkish Turkish

haksızlığa uğratılmak

GAF : Turkish Turkish

yersiz, beceriksiz söz ya da davranış, pot, patavatsızlık

GAF YAPMAK : Turkish Turkish

ilmeden, yersiz bir davranışta bulunmak ya da başkasını incitecek söz söylemek, pot kırmak, çam devirmek

GAFFAR : Turkish Turkish

ağışlayan, acıyan, merhametli olan (tanrı)

GAFİL : Turkish Turkish

çevresindeki gerçekleri görmeyen, sezmeyen, aymaz (kimse)

GAFİL : Turkish Turkish

geleceğini, ilersini düşünmeyen, önemsemeyen