Turkish Turkish
FÜZENCİ : Turkish Turkish
füzenle desen yapan sanatçı
FÜZESAVAR : Turkish Turkish
saldırı füzelerini etkisiz duruma getirmek için kullanılan savunma sistemi
FUZULİ : Turkish Turkish
yersiz, gereksiz
FÜZYOMETRE : Turkish Turkish
ergime ısısını ölçmeye yarayan aygıt
FÜZYON : Turkish Turkish
irkaç atom çekirdeğinin tek bir çekirdek halinde birleşmesi, çekirdek kaynaşması
G, G : Turkish Turkish
türk abecesinin sekizinci harfi. "ge" adı verilen bu harf sesbilim bakımından ince ünlülerle öndamak, kalın ünlülerle artdamak ünsüzlerinin ötümlüsüdür
G, G : Turkish Turkish
nota imlerini harflerle gösterme yönteminde "sol" sesini gösterir
Ğ, Ğ : Turkish Turkish
türk abecesinin dokuzuncu harfi; sesbilim bakımından, ince ünlülerle öndamak, kalın ünlülerle artdamak ünsüzlerinin sürekli ve yumuşağı. "yumuşak ge" adı verilen bu harf, türkçede sözcüklerin başında hiç geçmediği gibi, sonunda da genellikle tek heceli
GA : Turkish Turkish
galyum'un simgesi
GABARDİN : Turkish Turkish
sık dokunduğundan su geçirmeyen yünlü ya da pamuklu kumaş
GABARDİN : Turkish Turkish
u kumaştan yapılmış üstlük
GABARİ : Turkish Turkish
kimi eşyaya verilmesi gereken boyutları, yan görünüşü çizmeye, hazırlamaya ya da denetlemeye yarayan örnek
GABARİ : Turkish Turkish
taşıtların köprü vb. altından rahatça geçebilmeleri için en yüksek boyutları belirten ölçüler
GABARİLEME : Turkish Turkish
gemi çatkısında kullanılacak çeşitli parçaların ve sacların kalıbını alma, kalıplama
GABAVET, -Tİ : Turkish Turkish
anlayışsızlık, kalın kafalılık
GABİ : Turkish Turkish
anlayışsız, kalın kafalı
GABİLİK : Turkish Turkish
anlayışsızlık, kalın kafalılık
GABİN, -BNİ : Turkish Turkish
alışverişte satın alınan mala ödenen karşılığın malın değerinden çok fazla olması, alışverişte hile yapma
GABİN, -BNİ : Turkish Turkish
edimler arasında açık oransızlık
GABYA : Turkish Turkish
ana direklerin üzerine sürülen çubuklara ve serenlere verilen ad
GACI : Turkish Turkish
- gaco
GACIR GUCUR : Turkish Turkish
düzensiz ve kulak tırmalayıcı ses çıkararak
GACIR GUCUR GACIR GUCUR ETMEK : Turkish Turkish
gacır gucur ses çıkarmak
GACIRDAMAK : Turkish Turkish
tedirginlik veren, kulak tırmalayıcı ve düzensiz ses çıkarmak
GACIRDATMAK : Turkish Turkish
gacırdamasına neden olmak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani