Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
FULYABALIĞI, -NI : Turkish Turkish

fulyabalığıgillerden, yan kanatları çok geniş, kuyruğu testere gibi dişli bir balık türü (myliobatis aquila)

FULYABALIĞIGİLLER : Turkish Turkish

örnek hayvanı fulyabalığı olan omurgalı hayvanlar sınıfı

FÜME : Turkish Turkish

duman rengi

FÜME : Turkish Turkish

u renkte olan

FÜME : Turkish Turkish

tütsüyle kurutulmuş (balık, et)

FÜMEROL, -LÜ : Turkish Turkish

etkin olmayan dönemlerde, yanardağların ağzından yayılan gaz

FUNDA : Turkish Turkish

süpürgeotu

FUNDA TOPRAĞI : Turkish Turkish

funda yapraklarının çürümesiyle oluşan ve gübre olarak yararlanılan toprak

FUNDAGİLLER : Turkish Turkish

fundalar takımından, bayağı funda ya da süpürgeçalısı, açelya, yabanmersini, kocayemiş gibi çoğu her zaman yeşil birçok çalı ve ağaççığı içine alan bir bitki familyası

FUNDALAR : Turkish Turkish

fundagillerle birlikte bunlara benzeyen daha başka familyaları da içinde toplayan bir bitki takımı

FUNDALIK : Turkish Turkish

fundayla kaplanmış yer

FUNDAMENTALİST : Turkish Turkish

köktendinci

FUNDAMENTALİZM : Turkish Turkish

köktendincilik

FUNDASIÇANI : Turkish Turkish

şili ve peru'da yaşayan kemiriciler takımından bir memeli türü (ectadon degus)

FUNDATAVUĞU, -NU : Turkish Turkish

avustralya'da yaşayan tavuksulardan bir kuş türü (cathetfurus lathami)

FUNYA : Turkish Turkish

top ateşlemeye yarar kapsül

FUNYA : Turkish Turkish

topu ateşlemek için falya deliğine konan araç

FÜNYE : Turkish Turkish

patlayıcı maddeyi patlatmaya yarayan fişek ya da düzenek

FURGON : Turkish Turkish

yolcu katarlarına eklenen eşya vagonu

FÜRS : Turkish Turkish

eski fars halkından olan kimse

FURTA : Turkish Turkish

- farta furta

FÜRU, -U : Turkish Turkish

dallar, kollar, ayrıntılar

FÜRU, -U : Turkish Turkish

çocuklar, torunlar

FÜRUMAYE : Turkish Turkish

sütü bozuk, mayası bozuk, soysuz

FURYA : Turkish Turkish

olağandan çok fazla bulunma durumu