Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
GAUSS : Turkish Turkish

manyetik alanın yeğinlik birimi, simgesi g

GAVOT, -TU : Turkish Turkish

ir tür eski fransız halk dansı

GÂVUR : Turkish Turkish

müslüman olmayan kimse, hıristiyan

GÂVUR : Turkish Turkish

dinsiz kimse

GÂVUR : Turkish Turkish

merhametsiz, inatçı

GÂVUR EZİYETİ : Turkish Turkish

ile bile verilen zahmet, eziyetli i?

GÂVUR İCADI : Turkish Turkish

atı yapısı teknik eşyaya eskiden kimi tutucuların verdiği ad

GÂVUR İNADI : Turkish Turkish

yumuşatılamayan, yok edilemeyen inat

GÂVUR OLMAK : Turkish Turkish

hıristiyan olmak

GÂVUR OLMAK : Turkish Turkish

oşuna harcanmak

GÂVUR ÖLÜSÜ GİBİ : Turkish Turkish

çok ağır ve hantal

GÂVURA KIZIP ORUÇ YEMEK ( YA DA BOZMAK) : Turkish Turkish

aşkasına kızıp kendine zararlı olan bir iş yapmak

GÂVURCA : Turkish Turkish

atılıların konuştuğu yabancı dillerden herhangi biri

GÂVURCA : Turkish Turkish

acımasız, insafsızca

GÂVURCASINA : Turkish Turkish

hiç acımaksızın, insafsızcasına

GÂVURLAŞMAK : Turkish Turkish

dinsiz gibi davranmaya başlamak

GÂVURLAŞMAK : Turkish Turkish

acımasız davranmaya başlamak

GÂVURLUK : Turkish Turkish

gâvur olma durumu, dinsizlik

GÂVURLUK : Turkish Turkish

acımasızlık, insafsızlık, gaddarlık

GÂVURLUK ETMEK ( YA DA GÂVURLUKU TUTMAK) : Turkish Turkish

acımasız, insafsız davranışta bulunmak, gaddarlık etmek

GAYAKOL : Turkish Turkish

peygamberağacı reçinesinden çıkarılan ve hekimlikte kullanılan bir sıvı

GAYBUBET ETMEK : Turkish Turkish

ortada görülmez olmak

GAYBUBET, -Tİ : Turkish Turkish

ulunmayış, yokluk

GAYBUBETİNDE : Turkish Turkish

ulunmadığı sırada

GAYDA : Turkish Turkish

çok eskiye dayanan, tulum ve kamışı bulunan üflemeli çalgı