Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
GARDIROPÇU : Turkish Turkish

giydirici

GARDİYAN : Turkish Turkish

cezaevlerinde düzeni, tutukluların yasalara uygun biçimde davranmalarını sağlamakla görevli kimse

GARDİYANLIK : Turkish Turkish

gardiyan olma durumu ya da gardiyanın görevi

GAREZ : Turkish Turkish

erek, amaç

GAREZ : Turkish Turkish

irine karşı güdülen kötülük etme isteği kin, düşmanlık

GAREZ BAĞLAMAK : Turkish Turkish

irine karşı düşmanlık beslemek

GAREZKÂR : Turkish Turkish

garez bağlayan

GAREZKÂRLIK : Turkish Turkish

garez bağlama durumu

GAREZLİ : Turkish Turkish

düşmanlık besleyen, kin güden, garezi olan

GAREZSİZ : Turkish Turkish

düşmanlık beslemeyen, garezi olmayan

GAREZSİZ İVAZSIZ : Turkish Turkish

hiçbir gizli erek gütmeden

GARGARA : Turkish Turkish

yutmadan, su ya da başka bir sıvıyla boğazı çalkalama işi

GARGARA : Turkish Turkish

u erekle kullanılan ilaçlı sıvı

GARGARA YAPMAK : Turkish Turkish

ir sıvıyla boğazı çalkalamak

GARGARAYA GETİRMEK : Turkish Turkish

gürültüye, karışıklığa getirerek bir sözün, bir eylemin, önemini ve etkisini hafifletmek, dağıtmak

GARİBAN : Turkish Turkish

kimsesiz, zavallı, garip

GARİBE : Turkish Turkish

şaşılacak şey, yadırganacak şey

GARİP : Turkish Turkish

kimsesiz, zavallı

GARİP : Turkish Turkish

yabancı, gurbette yatayan, elgin

GARİP : Turkish Turkish

yadırganan, alışılmamış, gizli yönleri olan, yabancı, °tuhaf

GARİP : Turkish Turkish

dokunaklı, hüzün veren

GARİP : Turkish Turkish

şaşılacak bir şey karşısında söylenir

GARİP GARİP 1. : Turkish Turkish

zavallı, şaşkın bir biçimde, üzgün olarak

GARİP KUŞUN YUVASINI ALLAH YAPAR : Turkish Turkish

çaresizlik içinde bulunan kimseye tanrı yardım eder

GARİPİNE GİTMEK : Turkish Turkish

yadırgamak, şaşırmak