Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
GEÇİRMEK : Turkish Turkish

ir şeyi kendisine ayrılmış olan yere yerleştirmek; takmak

GEÇİRMEK : Turkish Turkish

yola çıkan birini uğurlamaya gitmek, selametlemek, teşyi etmek

GEÇİRMEK : Turkish Turkish

(bir süre) yaşamak, oturmak, kalmak

GEÇİRMEK : Turkish Turkish

özensizce giymek, giyinmek

GEÇİRMEK : Turkish Turkish

ir eylemi birden çok kişi üzerinde uygulamak

GEÇİRMEK : Turkish Turkish

(-i /-) (herhangi bir durumu) yaşamış olmak, uğramak

GEÇİRMEK : Turkish Turkish

etmek, yapmak

GEÇİRMEK : Turkish Turkish

ulaştırmak

GEÇİRMEK : Turkish Turkish

uğraşmak, zamanı boşa harcamak

GEÇİRMEK : Turkish Turkish

ir gereksinmeyi eldeki olanakla sağlamak

GEÇİRMEK : Turkish Turkish

ıyileşmek

GEÇİRMEK : Turkish Turkish

(ılaç) hastalığı iyileştirmek

GEÇİRMEK : Turkish Turkish

ir sınıftan daha yükseğine aktarmak

GEÇİRMEK : Turkish Turkish

sporda gol atmak, sayı yapmak, yenmek

GEÇİRMEK : Turkish Turkish

kafa atmak, yumruk vurmak

GEÇİRTİLMEK : Turkish Turkish

geçirmek eylemi yapılmak

GEÇİRTMEK : Turkish Turkish

geçirmek eylemini yaptır-mak

GEÇİŞ : Turkish Turkish

geçmek eylemi ya da biçimi

GEÇİŞ : Turkish Turkish

herhangi bir durumdaki değişme, intikal

GEÇİŞ : Turkish Turkish

esimde iki ayrı rengi birbirine bağlayan ara ton

GEÇİŞ : Turkish Turkish

ir parça süresince bir tondan başka bir tona atlama

GEÇİŞ : Turkish Turkish

ses organlarının bir durumdan ötekine geçmesi

GEÇİŞ ÜSTÜNLÜĞÜ : Turkish Turkish

cankurtaran, itfaiye, emniyet vb. araçlara tanınan, yolu öncelikle kullanma hakkı

GEÇİŞİM : Turkish Turkish

geçişmek eylemi, geçişme, °tedahül

GEÇİŞİM : Turkish Turkish

elirli bir işi yapma yeterliğinin, ilişkili ya da bağlantılı başka bir işi yapma sonucunda artması, °intikal