Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
GIRTLAKINA DÜŞKÜN : Turkish Turkish

çok yiyip içen

GIRTLAKINA KADAR : Turkish Turkish

çok fazla

GIRTLAKINA SARILMAK : Turkish Turkish

peşini bırakmamak, °musallat olmak

GIRTLAKINDAN KESMEK : Turkish Turkish

herhangi bir amaç için yiyeceğinden kısıntı yapmak

GIRTLAKLAMAK : Turkish Turkish

irinin gırtlağını sıkmak ya da sıkarak öldürmek

GIRTLAKLAŞMAK : Turkish Turkish

irbirinin gırtlağına sarılarak kıyasıya dövüşmek

GIRTLAKLAŞMAK : Turkish Turkish

çok sert tartışmak

GIRTLAKLAŞMAK : Turkish Turkish

öldüresiye savaşmak

GIRTLAKLAYIŞ : Turkish Turkish

gırtlaklamak eylemi ya da biçimi

GIRTLAKSI : Turkish Turkish

gırtlakta boğumlanan (ses), gırtlak ünsüzü

GİŞE : Turkish Turkish

sinema, tiyatro, istasyon, banka, mağaza ve kimi giriş kapılarında bilet ya da para alıp verilen, çoğu küçük pencere biçiminde olan yer

GİŞE REKORU : Turkish Turkish

(bir yapıt için) kültür ve sanat etkinliğinde çok izlenme sonucu çok gelir elde etme

GİT GİDE : Turkish Turkish

- gitgide

GİTAR : Turkish Turkish

genellikle altı telli, parmak ya da penayla çalınan bir müzik aleti, °kitara

GİTARCI : Turkish Turkish

gitar çalan kimse, °gitarist

GİTARCILIK : Turkish Turkish

gitarcı olma durumu

GİTARİST, -Tİ : Turkish Turkish

gitarcı

GİTGİDE : Turkish Turkish

zaman ilerledikçe, giderek, gittikçe, ileride

GİTME : Turkish Turkish

gitmek eylemi

GİTMEK, -DER : Turkish Turkish

ir yere ulaşmak üzere yönelmek, varmak

GİTMEK, -DER : Turkish Turkish

ir yerden ya da bir işten ayrılmak

GİTMEK, -DER : Turkish Turkish

çıkmak, ulaşmak

GİTMEK, -DER : Turkish Turkish

elli bir amaçla bir yere devam etmek ya da bir işle uğraşmak

GİTMEK, -DER : Turkish Turkish

ir duruma, bir sonuca ulaşmak, varmak

GİTMEK, -DER : Turkish Turkish

yakışmak, yaraşmak