Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
GİYDİRMEK : Turkish Turkish

ir kimsenin giysilerini dikmek

GİYDİRMEK : Turkish Turkish

örtmek, kuşatmak

GİYDİRMEK : Turkish Turkish

ağır sözler söylemek, yermek, sövmek

GİYDİRMEK : Turkish Turkish

(yargıç) hapis cezası vermek, mahkûm etmek

GİYDİRMEK : Turkish Turkish

vurmak

GİYECEK : Turkish Turkish

giymek için kullanılan her şey, giyim, giysi

GİYİLMEK : Turkish Turkish

giymek eylemi yapılmak

GİYİM : Turkish Turkish

giymek eylemi

GİYİM : Turkish Turkish

giyme biçimi

GİYİM : Turkish Turkish

giyilen şeylerin tümü, giysi, giyecek

GİYİM KUŞAM : Turkish Turkish

üst ba?

GİYİMBAŞI : Turkish Turkish

padişahın giysileriyle ilgilenen görevli

GİYİMEVİ, -Nİ : Turkish Turkish

her türlü giysi satan dükkân ya da mağaza, konfeksiyon mağazası

GİYİMİ KUŞAMI YERİNDE : Turkish Turkish

temiz ve özenli giyinmi?

GİYİMLİ : Turkish Turkish

giyinmiş, giyinik

GİYİMLİ KUŞAMLI : Turkish Turkish

temiz ve özenle giyinmiş (kimse)

GİYİNİK : Turkish Turkish

giyinmiş olan

GİYİNİP KUŞANMAK : Turkish Turkish

özenle giyinmek

GİYİNİŞ : Turkish Turkish

giyinmek eylemi ya da biçimi

GİYİNMEK : Turkish Turkish

kendi üzerine giymek

GİYİNMEK : Turkish Turkish

(giysiyi) belli bir yerden almak ya da belli bir yerde diktirmek

GİYİNMEK : Turkish Turkish

(giyecekleri) özenle seçerek giyinmek

GİYİT : Turkish Turkish

giysi

GİYMEK : Turkish Turkish

örtünüp korunmak için bir şeyi vücuduna geçirmek

GİYMEK : Turkish Turkish

(ceza, hüküm vb. için) yasalarca cezalandırılmak