Turkish Turkish
GIYABEN : Turkish Turkish
kendi yokken, ortada olmaksızın
GIYABEN : Turkish Turkish
adını, sözünü başkalarından duyarak, görmeden
GIYABİ : Turkish Turkish
(bir kimse) bulunmadığı sırada yapılan, verilen
GIYABİ : Turkish Turkish
uzaktan, görüşmeden (olan)
GIYAP : Turkish Turkish
yokluk, bulunmama, yitiklik
GIYAP KARARI : Turkish Turkish
duruşmaya gelmemenin yaptırımı
GIYAPINDA : Turkish Turkish
kendi yokken, arkasından
GIYBET ETMEK : Turkish Turkish
çekiştirmek, yermek
GIYBET, -Tİ : Turkish Turkish
çekiştirme, yerme, kötüleme, kov
GIYBETÇİ : Turkish Turkish
çekiştirici, kovcu
GİYDİRİCİ : Turkish Turkish
stüdyolarda baş kadın oyuncuların giyimine yardım eden kimse, gardıropçu
GİYDİRİCİ : Turkish Turkish
oyuncuların giysilerini giydiren kimse, gardıropçu
GİYDİRİCİLİK : Turkish Turkish
giydiricinin işi, görevi
GİYDİRİLMEK : Turkish Turkish
giydirmek eylemi yapılmak, giyinmesine yardım edilmek
GİYDİRİLMEK : Turkish Turkish
ir inşaatın yapısını bozmadan iç ya da dış görünüşünü değiştirmek
GİYDİRİP KUŞATMAK : Turkish Turkish
temiz, yeni üst baş yapmak
GİYDİRİŞ : Turkish Turkish
giydirmek eylemi ya da biçimi
GİYDİRME : Turkish Turkish
giydirmek eylemi, kuşatma, donatma
GİYDİRMEK : Turkish Turkish
giymek eylemini yaptırmak
GİYDİRMEK : Turkish Turkish
ir kimsenin giysilerini dikmek
GİYDİRMEK : Turkish Turkish
örtmek, kuşatmak
GİYDİRMEK : Turkish Turkish
ağır sözler söylemek, yermek, sövmek
GİYDİRMEK : Turkish Turkish
(yargıç) hapis cezası vermek, mahkûm etmek
GİYDİRMEK : Turkish Turkish
vurmak
GİYDİRMEK : Turkish Turkish
giymek eylemini yaptırmak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani