Turkish Turkish
GÖNLÜ KALMAK : Turkish Turkish
gücenmek
GÖNLÜ KANMAK : Turkish Turkish
ir işle ilgili kaygısı kalmamak, müsterih olmak
GÖNLÜ KARA : Turkish Turkish
aşkasının kötülüğünü isteyen
GÖNLÜ KAYMAK : Turkish Turkish
sevmek
GÖNLÜ KIRILMAK : Turkish Turkish
üzülmek, incinmek, yerinmek
GÖNLÜ RAZI OLMAMAK : Turkish Turkish
hiç istememek
GÖNLÜ TAKILMAK : Turkish Turkish
irini severek ilgilenmek
GÖNLÜ ZENGİN : Turkish Turkish
olanakları ölçüsünde para ve malını esirgemeden veren
GÖNLÜNCE : Turkish Turkish
gönlüne göre, dilediğince
GÖNLÜNCE : Turkish Turkish
dileğine uygun
GÖNLÜNÜ KARARTMAK : Turkish Turkish
yaşamaya karşı sevgi ve isteğini azaltmak
GÖNÜL AÇMAK : Turkish Turkish
insanın iç sıkıntısını gidermek
GÖNÜL AKITMAK : Turkish Turkish
âşık olmak, sevmek
GÖNÜL ALMAK ( YA DA GÖNLÜNÜ ALMAK) : Turkish Turkish
sevindirmek
GÖNÜL ALMAK ( YA DA GÖNLÜNÜ ALMAK) : Turkish Turkish
kırılan bir kimseyi güzel bir davranışla hoşnut etmek
GÖNÜL AVCISI : Turkish Turkish
geçici aşklar peşinde koşan kimse, çapkın
GÖNÜL BAĞI : Turkish Turkish
sevgi bağı, duygusal ilişki
GÖNÜL BAĞLAMAK : Turkish Turkish
severek bağlanmak, içten sevmek
GÖNÜL BELASI : Turkish Turkish
aşkın verdiği sıkıntı, dert
GÖNÜL BİRLİĞİ : Turkish Turkish
duygusal ortaklık, duygusal birliktelik
GÖNÜL BORÇLUSU : Turkish Turkish
yapılan iyiliğe karşı kendini borçlu sayan, °minnettar
GÖNÜL BORCU : Turkish Turkish
yapılan iyiliğe karşı kendini borçlu sayma, °minnet, °minnettarlık, °şükran
GÖNÜL BULANDIRMAK : Turkish Turkish
mide bulandırmak
GÖNÜL BULANDIRMAK : Turkish Turkish
kuşkulandırmak
GÖNÜL ÇEKMEK : Turkish Turkish
sevdalı olmak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani