Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
GÖRKLÜ : Turkish Turkish

güzel, gösterişli

GÖRME : Turkish Turkish

görmek eylemi

GÖRME : Turkish Turkish

gözle algılama

GÖRME ÖZÜRLÜ : Turkish Turkish

görmez, °âmâ, °kör

GÖRMECE : Turkish Turkish

görmek koşuluyla

GÖRMECE : Turkish Turkish

gözle kestirerek, göz kararıyla, kararlama

GÖRMEDİYE DÖNMEK ( YA DA GÖRMEMİŞE DÖNMEK) : Turkish Turkish

aşından geçmemiş gibi olmak

GÖRMEDİYE DÖNMEK ( YA DA GÖRMEMİŞE DÖNMEK) : Turkish Turkish

(sayrı için) hiç çekmemiş gibi; sağlıklı bir duruma gelmek

GÖRMEGÖZESİ, -Nİ : Turkish Turkish

petekgözü oluşturan çok sayıda gözeden her biri, °ommatidyum

GÖRMEK, -ÜR : Turkish Turkish

göz yardımıyla bir şeyin varlığını algılamak, seçmek

GÖRMEK, -ÜR : Turkish Turkish

anlamak, kavramak, bilincine varmak, sezmek

GÖRMEK, -ÜR : Turkish Turkish

ir şeyi, bir yeri incelemek, gezmek

GÖRMEK, -ÜR : Turkish Turkish

yanına gidip konuşmak

GÖRMEK, -ÜR : Turkish Turkish

ir şey hakkında bir yargıya varmak, değerlendirmek

GÖRMEK, -ÜR : Turkish Turkish

tıbben incelemek, muayene etmek

GÖRMEK, -ÜR : Turkish Turkish

elirli bir zamanın içinde bir olaya tanık olmak, yaşamak; izlemek

GÖRMEK, -ÜR : Turkish Turkish

yapmak, etmek

GÖRMEK, -ÜR : Turkish Turkish

kendisine yapılmak, bir davranışla karşılaşmak

GÖRMEK, -ÜR : Turkish Turkish

almak

GÖRMEK, -ÜR : Turkish Turkish

ir şeye erişmek

GÖRMEK, -ÜR : Turkish Turkish

çok değer vermek

GÖRMEK, -ÜR : Turkish Turkish

ir işleme uğramak

GÖRMEK, -ÜR : Turkish Turkish

(yer için) yüzü bir yöne doğru olmak, bakmak

GÖRMEK, -ÜR : Turkish Turkish

ziyaret etmek

GÖRMEK, -ÜR : Turkish Turkish

ir kimseyle karşılaşmak, rastlaşmak