Turkish Turkish
Turkish Turkish
GOYGOYCULUK : Turkish Turkish
goygoycunun yaptığı iş
GÖYMEK, -ER : Turkish Turkish
yakmak
GÖYNÜK : Turkish Turkish
yanık
GÖYNÜK : Turkish Turkish
güneşte yanmış
GÖYNÜK : Turkish Turkish
ıyice olgunlaşmış, yumuşamış (meyve)
GÖYNÜK : Turkish Turkish
acısı olan, elemli
GÖYNÜMEK : Turkish Turkish
yanmak, dertlenmek, üzülmek, içlenmek
GÖYNÜMEK : Turkish Turkish
ham meyve olgunlaşmak, yumuşamak
GÖYÜK : Turkish Turkish
yanık, yanmış
GÖYÜK : Turkish Turkish
sayrılık ateşi, °humma
GÖYÜNMEK : Turkish Turkish
- göynümek
GÖZ : Turkish Turkish
görmeyi sağlayan organ, görme organı
GÖZ : Turkish Turkish
görüntüleri algılama, görme yetisi
GÖZ : Turkish Turkish
(kimi deyimlerde) görme ve bakma
GÖZ : Turkish Turkish
ıyi ya da kötü nitelikler, tutkular, duygular anlatan bakış
GÖZ : Turkish Turkish
akış, görüş
GÖZ : Turkish Turkish
dikkatli, uyanık bakış
GÖZ : Turkish Turkish
delik, boşluk
GÖZ : Turkish Turkish
ıçine girilen, öteberi konulan, bölümleri olan bir şeyin her bölmesi, çekme
GÖZ : Turkish Turkish
oda
GÖZ : Turkish Turkish
terazi kefesi
GÖZ : Turkish Turkish
suyun topraktan kaynadığı yer, kaynak
GÖZ : Turkish Turkish
kıskançlık ya da hayranlıkla bakıldığında bir şeye kötülük verdiğine inanılan uğursuzluk, °nazar
GÖZ : Turkish Turkish
sevgi, ilgi, gönül bağlantısı
GÖZ : Turkish Turkish
ağacın tomurcuk veren yerlerinden her biri
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani