Turkish Turkish
GÖVDE : Turkish Turkish
ınsanın baş, kollar ve bacaklar dışında kalan bölümü, °beden, °vücut
GÖVDE : Turkish Turkish
hayvanlarda baş, ayak ve kuyruktan; ağaçlarda kök ve dallardan geri kalan bölüm
GÖVDE : Turkish Turkish
ir varlığın, bir şeyin ana, asıl bölümü
GÖVDE : Turkish Turkish
(kasaplıkta) kesilmiş hayvanın, sakatatları alındıktan sonraki durumu
GÖVDE : Turkish Turkish
köklere yapım eklerinin getirilmesiyle ortaya çıkan türev
GÖVDE GÖSTERİSİ : Turkish Turkish
aynı savda birleşenlerin güçlerini belirtmek için büyük bir kalabalıkla yaptıkları gösteri, güç gösterisi
GÖVDELENMEK : Turkish Turkish
gövde oluşmak
GÖVDELENMEK : Turkish Turkish
(gövde için) kalınlaşmak, belirgin duruma gelmek
GÖVDELİ : Turkish Turkish
ıri yapılı
GÖVDESEL : Turkish Turkish
gövdeyle ilgili, bedensel
GÖVDESİZ : Turkish Turkish
gövdesi olmayan; görünürde gövdesi olmayan
GÖVDESİZ : Turkish Turkish
çelimsiz, cılız
GÖVDEYE İNDİRMEK : Turkish Turkish
oburca yemek
GÖVEK : Turkish Turkish
cevizin yeşil kabuğu
GÖVEL : Turkish Turkish
engi yeşille mavi arasında olan
GÖVEM : Turkish Turkish
sığırlara dadanan zarkanatlı bir tür sinek
GÖVEMERİĞİ, -Nİ : Turkish Turkish
- akdiken
GÖVERİ : Turkish Turkish
yeşillik, göverti, °sebze, °zerzevat
GÖVERİŞ : Turkish Turkish
gövermek eylemi ya da biçimi
GÖVERME : Turkish Turkish
gövermek eylemi
GÖVERMEK : Turkish Turkish
yeşermek
GÖVERMEK : Turkish Turkish
morarmak
GÖVERTİ : Turkish Turkish
göveri, sebze, °zerzevat
GOYGOYCU : Turkish Turkish
muharrem ayında kapı kapı dolaşarak ve ilahiler okuyarak dilenen kimse
GOYGOYCU : Turkish Turkish
dilenci
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani