Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
GÖZLENEBİLİRLİK : Turkish Turkish

fiziksel bir büyüklüğün niceliksel gösterimi

GÖZLENEMEZ : Turkish Turkish

gözlemi yapılamayan

GÖZLENEMEZLİK : Turkish Turkish

gözlenemez olma durumu

GÖZLENMEK : Turkish Turkish

gözlemek eylemi yapılmak ya da gözlemek eylemine konu olmak

GÖZLERİ AÇILMAK : Turkish Turkish

uyanmak

GÖZLERİ BAYILMAK : Turkish Turkish

uyku, istek gibi herhangi bir durum gözlerinden belli olmak

GÖZLERİ BUĞULANMAK ( YA DA BULUTLANMAK) : Turkish Turkish

gözleri yaşararak çevreyi bulanık görmek

GÖZLERİ ÇAKMAK ÇAKMAK OLMAK : Turkish Turkish

ateşli hastalık ya da öfkeden gözleri kızarmış ve parlamış olmak

GÖZLERİ ÇEKİK : Turkish Turkish

gözleri şakaklara doğru gerilmiş gibi olan

GÖZLERİ ÇUKURA GİTMEK ( YA DA KAÇMAK) : Turkish Turkish

zayıflayarak gözleri çökmüş gibi görünmek

GÖZLERİ DOLMAK ( YA DA DOLU DOLU OLMAK) : Turkish Turkish

ağlayacak kadar duygulanmak

GÖZLERİ DÖNMEK : Turkish Turkish

(aşırı ateşten ya da can çekişirken) gözlerin renkli bölümü kapakların altında kalarak görünmemek

GÖZLERİ DÖNMEK : Turkish Turkish

öfkesinden ne yaptığını bilmemek

GÖZLERİ FAL TAŞI GİBİ AÇILMAK : Turkish Turkish

hayret, şaşkınlık ve öfkeden gözler doğal olmayan bir biçimde açılmak

GÖZLERİ FILDIR FILDIR ETMEK : Turkish Turkish

şeytanca, meraklıca bakmak

GÖZLERİ KAMAŞMAK : Turkish Turkish

çok aydınlık nedeniyle bakamamak

GÖZLERİ KAMAŞMAK : Turkish Turkish

hayran olmak, büyülenmek

GÖZLERİ KAN ÇANAĞINA DÖNMEK : Turkish Turkish

gözleri çok kızarmak

GÖZLERİ KAPANMAK : Turkish Turkish

çok uykusu gelmek

GÖZLERİ KAPANMAK : Turkish Turkish

ölmek

GÖZLERİ KARARMAK : Turkish Turkish

aş dönmesi, açlık, yorgunluk gibi nedenlerle iyi göremez olmak

GÖZLERİ PARLAMAK : Turkish Turkish

gözlerinde sevinç ve istek belirmek

GÖZLERİ SULANMAK : Turkish Turkish

gözlerine yaş gelmek

GÖZLERİ SÜZÜLMEK : Turkish Turkish

gözkapakları hafifçe kapanmaya başlamak

GÖZLERİ VELFECRİ OKUMAK : Turkish Turkish

kurnazlığı gözlerinden belli olmak