Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
GÖZLE YEMEK : Turkish Turkish

ir şeye çok istekle ve dik dik bakmak

GÖZLE YEMEK : Turkish Turkish

göz değdirmek

GÖZLEĞİ : Turkish Turkish

gözetleme yeri

GÖZLEĞİ : Turkish Turkish

dağların yüksek yerlerinde nişan almak için ağaç ya da taştan yapılan belli yer

GÖZLEM : Turkish Turkish

ir nesnenin, olayın ya da bir gerçeğin, niteliklerini bilmek amacıyla,dikkatli ve planlı olarak ele alınıp incelenmesi, °müşahede

GÖZLEM : Turkish Turkish

ınceleme sonucu elde edilen değer, °müşahede

GÖZLEM : Turkish Turkish

çeşitli araç ve gereçlerin yardımıyla olayların nedenlerini bilmek için uygulanan bilimsel yöntem

GÖZLEM : Turkish Turkish

ir yazı ya da yapıtı yazmaya başlamadan önce konusuyla ilgili gerekli bilgi, deney, inceleme ve araştırma yapma işi

GÖZLEM : Turkish Turkish

ir gökcismini ya da olayını çıplak gözle ya da bir araç yardımıyla izleyerek, görülen değerleri saptama işlemi, °rasat

GÖZLEMCİ : Turkish Turkish

dikkatle, eleştirel bir gözle gözlem yapan kimse, °müşahit

GÖZLEMCİ : Turkish Turkish

ir konferans, kongre vb. ye katılan, genellikle söz alma ve önerge verme hakkı olmayan, toplantıları kendi ya da başkası adına izleyen kimse, °müşahit

GÖZLEMCİ : Turkish Turkish

gökbilim gözlemlerini yapan kimse, °rasatçı

GÖZLEMCİLİK : Turkish Turkish

gözlemcinin yaptığı iş

GÖZLEME : Turkish Turkish

gözlemek eylemi, °tarassut

GÖZLEME : Turkish Turkish

gökbilim ya da meteorolojide özel aygıtlarla inceleme

GÖZLEME : Turkish Turkish

sacda ya da yağda kızartılan, tatlı ya da tuzlu bir hamur işi

GÖZLEMEK : Turkish Turkish

ir şeyin olmasını ya da bir kimsenin gelmesini beklemek, intizar etmek

GÖZLEMEK : Turkish Turkish

dikkatle bakmak, °tarassut etmek

GÖZLEMEK : Turkish Turkish

ıncelemek, araştırmak

GÖZLEMEK : Turkish Turkish

gizlice bakmak, gözetlemek

GÖZLEMEVİ, -Nİ : Turkish Turkish

gökcisimlerini ve olaylarını gözlem yaparak inceleyen yer, °rasathane, °observatuvar

GÖZLEMLEME : Turkish Turkish

gözlemlemek eylemi

GÖZLEMLEMEK : Turkish Turkish

dış dünyadaki bir şeyi iyi bilmek için dikkati onun üzerinde tutmak, °müşahede etmek

GÖZLENEBİLİR : Turkish Turkish

gözlenmeye elverişli, uygun

GÖZLENEBİLİRLİK : Turkish Turkish

gözlenebilir olma durumu