Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
GÜNAHA GİRMEK : Turkish Turkish

dince suç sayılan bir it yapmak

GÜNAHA GİRMEK : Turkish Turkish

dince suç sayılan bir it yapmak

GÜNAHA SOKMAK : Turkish Turkish

günah işlemesine neden olmak

GÜNAHI ( YA DA VEBALİ) BOYNUNA : Turkish Turkish

en karışmam, sorumluluk sana ya da ona düter

GÜNAHI KADAR : Turkish Turkish

sevmemek, hiç sevmemek

GÜNAHINI VERMEZ : Turkish Turkish

çok cimri

GÜNAHKÂR : Turkish Turkish

günah işlemiş, günahlı

GÜNAHKÂRLIK : Turkish Turkish

günahkâr olma durumu

GÜNAHLI : Turkish Turkish

günahı olan, günahkâr

GÜNAHSIZ : Turkish Turkish

günahı ya da suçu olmayan, suçsuz, °masum

GÜNAŞIĞI, GÜNÂŞIK : Turkish Turkish

ayçiçeği

GÜNAŞIRI : Turkish Turkish

ir gün arayla, iki günde bir

GÜNAYDIN : Turkish Turkish

daha çok sabahları söylenen esenleme sözü

GÜNBALI, -NI : Turkish Turkish

güneşte bal koyuluğuna getirilmiş üzüm şırası

GÜNBALIĞI, -NI : Turkish Turkish

lapinagillerden, kırmızı renkli, siyah benekli bir balık (julis turcica)

GÜNBATIMI : Turkish Turkish

güneşin çevrende yitmesi, akşam olması, °gurup

GÜNBATISI, -NI : Turkish Turkish

atı

GÜNBEGÜN : Turkish Turkish

günden güne

GÜNBERİ : Turkish Turkish

yer'in, güneş'e en yakın bulunduğu nokta

GÜNCE : Turkish Turkish

günü gününe tutulan anı, günlük

GÜNCEK : Turkish Turkish

şemsiye

GÜNCEL : Turkish Turkish

günün konusu olan, günümüzde önemli olan (haber, olay vb.), °aktüel

GÜNCELİK : Turkish Turkish

günce yazılan defter, °muhtıra

GÜNCELLEŞMEK : Turkish Turkish

güncel duruma gelmek, günün konusu olmak, şimdiki zamana uygun düşmek

GÜNCELLEŞTİRMEK : Turkish Turkish

ir şeyi güncel kılmak, ona içinde bulunduğu dönemin belirleyici özelliklerini kazandırmak, onu yeni gereksinimlere uydurmak