Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
GÜNEŞHAYVANCIKLARI : Turkish Turkish

kökbacaklılardan, ışın biçimindeki yalancı bacaklarıyla devinen birgözeli hayvanlar takımı, günsüler

GÜNEŞİN ALNINDA ( YA DA GÜNEŞİN ALTINDA) : Turkish Turkish

güneşin yakıcı ışınları altında

GÜNEŞKUŞU : Turkish Turkish

orta amerika ormanlarında yaşayan parlak yeşil tüylü meyveyle beslenen ku?

GÜNEŞLEMEK : Turkish Turkish

- güneşlenmek

GÜNEŞLENDİRMEK : Turkish Turkish

ir şeyin güneş ısınlarından yararlanmasını sağlamak

GÜNEŞLENMEK : Turkish Turkish

güneş ışınlarından vücudun yararlanmasını sağlamak

GÜNEŞLETMEK : Turkish Turkish

güneş ışığının etkisinde bırakmak

GÜNEŞLİ : Turkish Turkish

güneş ışınlarıyla aydınlanmış

GÜNEŞLİ : Turkish Turkish

(hava için) açık, aydınlık

GÜNEŞLİK : Turkish Turkish

güneş ışınlarına engel olan perde ya da buna benzer gereç

GÜNEŞLİK : Turkish Turkish

siperlik

GÜNEŞLİK : Turkish Turkish

güneş ışınlarını alan (yer)

GÜNEŞLİK : Turkish Turkish

alıcı merceğini zararlı ışınlardan korumak için mercek önüne takılan ve merceğin önünde gölgeli bir alan sağlayan yardımcı donatım türü

GÜNEŞŞAPKASI : Turkish Turkish

sarı, mor çiçekleriye tanınan süs çiçeği

GÜNEŞSEL : Turkish Turkish

güneş'e değgin, güneş'le ilgili

GÜNEŞSEL : Turkish Turkish

güneş'le birlikte doğan, güneş'le birlikte batan (gökcismi)

GÜNEŞSEVER : Turkish Turkish

güneş ışığına düşkün (hayvan, bitki)

GÜNEŞSEVMEZ : Turkish Turkish

güneş ışığından tedirgin olan (hayvan ve bitki)

GÜNEŞSİZ : Turkish Turkish

güneş ışınlarıyla aydınlanmayan, güneş ışınlarını almayan

GÜNEŞSİZ : Turkish Turkish

(hava için) kapalı, bulutlu

GÜNEŞSİZLİK : Turkish Turkish

güneşsiz olma durumu

GÜNEŞTOPU : Turkish Turkish

- acemlalesi

GÜNEY : Turkish Turkish

dört anayönden biri, °cenup, "kuzey" karşıtı

GÜNEY : Turkish Turkish

u yönde olan, bu yönle ilgili, °cenubi

GÜNEY : Turkish Turkish

(haritacılıkta) güneyde bulunan, güneyde olan