Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
GURBETÇİ : Turkish Turkish

gurbete çıkan, geçimini gurbette kazanan kimse

GURBETÇİLİK : Turkish Turkish

gurbetçi olma durumu

GURBETE (YA DA GURBET ELLERE) DÜŞMEK : Turkish Turkish

aile ocağından uzak bir yere gitmek

GURBETLİK : Turkish Turkish

gurbet

GÜRBÜZ : Turkish Turkish

sağlam, güçlü ve iyi gelitmiş, iri

GÜRBÜZLEŞMEK : Turkish Turkish

gelişmek, gürbüz duruma gelmek

GÜRBÜZLÜK : Turkish Turkish

gürbüz olma durumu

GÜRCÜ : Turkish Turkish

gürcistan halkından ya da bu halkın soyundan olan kimse

GÜRCÜCE : Turkish Turkish

gürcü dili

GÜRE : Turkish Turkish

çiftleşmek isteyen kısrak ya da dişi eşek

GÜRE : Turkish Turkish

ir yaşından üç yaşına kadar olan tay

GÜRE : Turkish Turkish

kuvvetli, dinç

GÜRE : Turkish Turkish

çekingen, korkak, ürkek

GÜRECİLİK : Turkish Turkish

- devimselcilik

GÜREL : Turkish Turkish

sürekli hareket eden, canlı, °enerjik

GÜRELİ : Turkish Turkish

gücü, hareketi olan

GÜRELLİK : Turkish Turkish

gürel olma durumu

GÜREŞ : Turkish Turkish

ıki kişinin belli kurallar içinde, güç kullanarak, türlü oyunlarla birbirinin sırtını yere getirmeye çalışması

GÜREŞ : Turkish Turkish

kimi hayvanların birbirleriyle dövüşmesi

GÜREŞ TUTMAK : Turkish Turkish

güreşmek

GÜREŞÇİ : Turkish Turkish

güreş yapan, güreşen kimse, °pehlivan

GÜREŞÇİ KÖPRÜSÜ ( YA DA EL-TABAN KÖPRÜSÜ) : Turkish Turkish

vücudun, sırt yere dönük, avuçlar ve tabanlarda yay biçiminde dayalı bulunduğu durum

GÜREŞÇİLİK : Turkish Turkish

güreşle uğraşan spor dalı, pehlivanlık

GÜREŞİLMEK : Turkish Turkish

güreş yapılmak

GÜREŞMEK : Turkish Turkish

(ıki kişi) türlü oyunlarla birbirinin sırtını yere getirmeye çalışmak