Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
HAMLAŞMA : Turkish Turkish

- hamlama

HAMLAŞMAK : Turkish Turkish

- hamlamak

HAMLE : Turkish Turkish

ıleri atılma, atılım

HAMLE : Turkish Turkish

saldırış, °savlet

HAMLE : Turkish Turkish

satrançta ve damada taş sürme

HAMLE : Turkish Turkish

atak (ii)

HAMLE ETMEK ( YA DA YAPMAK) : Turkish Turkish

atılmak, saldırmak

HAMLE ETMEK ( YA DA YAPMAK) : Turkish Turkish

önemli bir işe girişmek, bir işte başarı sağlamak için çaba harcamak

HAMLECİ : Turkish Turkish

atılımcı

HAMLETMEK : Turkish Turkish

ir nedene yüklemek, yormak

HAMLIK : Turkish Turkish

ham olma durumu

HAMLIK : Turkish Turkish

ıdmansızlık

HAMMADDE : Turkish Turkish

ir ürün ya da mal oluşturmak için gerekli maddelerin işlenmeden önceki doğal durumu

HAMPAYI : Turkish Turkish

zıvanalı geçmeleri sağlamlaştırmak amacıyla, zıvanadan genellikle üçte biri oranında çıkarılan parça

HAMSE : Turkish Turkish

divan edebiyatında beş mesnevinin bir araya gelmesinden oluşan yapıt

HAMSİ : Turkish Turkish

hamsigillerden, akdeniz, karadeniz ve batı avrupa kıyılarında yılın belli döneminde avlanan,
12 cm. boyunda, ince uzun bir balık (engraulis encrasicholus)

HAMSİ KUŞU : Turkish Turkish

- hamsikuşu

HAMSİGİLLER : Turkish Turkish

kemikli balıkların hamsi, ringa, sardalya, tirsi balıklarını kapsayan bir familyası

HAMSİKUŞU : Turkish Turkish

kılçıkları ayıklanmış hamsilerin, birbirine yapıştırılıp un ve yumurtaya bulanarak yapılan tavası

HAMSİN : Turkish Turkish

erbain'den sonra gelen, 31 ocak'ta başlayan elli günlük kış dönemi

HAMT : Turkish Turkish

tanrı'ya şükretme

HAMT ETMEK : Turkish Turkish

tanrı'ya şükretmek

HAMT OLSUN : Turkish Turkish

tanrı'ya şükür olsun anlamında hoşnutluk anlatır

HAMULE : Turkish Turkish

yük

HAMUR : Turkish Turkish

un ya da un gibi maddelerin su ya da başka sıvılarla yoğrulmuş durumu