Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
HUY EDİNMEK : Turkish Turkish

(bir şeyi) alışkanlık durumuna getirmek

HUYLANDIRMAK : Turkish Turkish

huylanmasına neden olmak, huylanmasına yol açmak

HUYLANMA : Turkish Turkish

huylanmak eylemi, ürküp sinirlenme

HUYLANMAK : Turkish Turkish

kuşkulanmak, işkillenmek, pirelenmek, tedirgin olmak

HUYLANMAK : Turkish Turkish

(hayvan) ürküp sinirlenmek

HUYLU : Turkish Turkish

(herhangi bir nitelikte) huyu olan

HUYLU : Turkish Turkish

kötü huylu, takıntılı, işkilli

HUYLU : Turkish Turkish

(binek hayvanları için) ürkek, sinirli

HUYSUZ : Turkish Turkish

huyu iyi olmayan, geçimsiz, °şirret

HUYSUZ : Turkish Turkish

(binek hayvanları için) ürkek, sinirli

HUYSUZCA : Turkish Turkish

iraz huysuz; huysuz bir biçimde

HUYSUZLANMA : Turkish Turkish

huysuzlanmak eylemi

HUYSUZLANMAK : Turkish Turkish

huysuzluk etmek, huysuzca davranmak

HUYSUZLANMAK : Turkish Turkish

(binek hayvanları için) ürkek, sinirli hareketler yapmak

HUYSUZLAŞMA : Turkish Turkish

huysuzlaşmak eylemi

HUYSUZLAŞMAK : Turkish Turkish

huysuz bir duruma gelmek, huysuzlanmak

HUYSUZLAŞTIRMAK : Turkish Turkish

huysuz duruma getirmek

HUYSUZLUK : Turkish Turkish

huysuz olma durumu

HUYSUZLUK : Turkish Turkish

huysuzca davranış

HUYSUZLUK ETMEK : Turkish Turkish

huysuzca davranışlarda bulunmak

HUYU HUYUNA SUYU SUYUNA (UYGUN) : Turkish Turkish

iki kişinin her yönden birbirine uygunluğunu anlatmak için kullanılır

HUYU SUYU : Turkish Turkish

ir kimsenin mizacı ve görüşü

HUZME : Turkish Turkish

demet, ışın demeti

HUZME : Turkish Turkish

(otomobil, kamyon vb.) far ışığının uzunluğu

HUZMELİ : Turkish Turkish

işık saçan