Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
İŞBİRLİKÇİLİK : Turkish Turkish

ışbirlikçi olma durumu

İŞBİRLİKLİ : Turkish Turkish

ışbirliğiyle, ortaklaşa yapılan

İŞBİTİRİCİ : Turkish Turkish

ışlerin olumlu sonuçlanmasını sağlayan kimse

İŞBİTİRİCİ : Turkish Turkish

çıkar uğruna yasa ve kuralları çiğneyerek işi sonuçlandıran kimse

İŞBİTİRİCİLİK : Turkish Turkish

ışbitirici olma durumu

İŞBÖLÜMÜ, -NÜ : Turkish Turkish

ir işi, iki ya da daha çok kişi arasında bölme

İŞBÖLÜMÜ, -NÜ : Turkish Turkish

herkesin bir iş dalında ustalaşması için işleri ayırma ya da herkese belirli bir işi verme

İŞBÖLÜMÜ, -NÜ : Turkish Turkish

ir toplumsal üretim düzeni içindeki değişik görev ve hizmetlerin toplumun üyeleri, kümeleri arasında karşılıklı bağımlılık ilişkileri içinde bölünmesi

İŞÇİ : Turkish Turkish

aşkasının yararına bedenini, kafa gücünü ya da elbecerisini kullanarak ücretle çalışan kimse

İŞÇİ : Turkish Turkish

toplu olarak yaşayan böceklerde üreme yeteneğinde olmayan, topluluğun işlerini gören dişi ya da erkek

İŞÇİ : Turkish Turkish

ir iş sözleşmesine göre ve işverene bağlı olarak çalışan kimse

İŞÇİ SİGORTASI : Turkish Turkish

- sosyal sigorta

İŞÇİ SINIFI : Turkish Turkish

emekçi sınıfı

İŞÇİLİK : Turkish Turkish

ışçi olma, işçi niteliğinde olma durumu

İŞÇİLİK : Turkish Turkish

yaptığı iş karşılığı işçiye verilen ücret

İŞÇİLİK : Turkish Turkish

ışçi emeği, yapılış, işleme niteliği

İŞÇİMEN : Turkish Turkish

çalışkan, becerikli, iş bilen

ISDAR : Turkish Turkish

halı, kilim dokunan tezgâh

İSE TUTMAK : Turkish Turkish

dumana tutup karartmak

İŞEME : Turkish Turkish

ışemek eylemi

İŞEMEK : Turkish Turkish

sidiktorbasında biriken sidiği dışarı atmak

İŞENMEK : Turkish Turkish

sidiktorbasında biriken sidik dışarı atılmak

İŞETİCİ : Turkish Turkish

ıdrar sökücü (ilaç)

İŞETMEK : Turkish Turkish

ışemesini sağlamak, işemesine yol açmak