Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
ISEVİ : Turkish Turkish

hıristiyan

ISEVİLİK : Turkish Turkish

hıristiyanlık

ISFAHAN : Turkish Turkish

türk müziğinde dügâh perdesindeki makamlardan biri

İSFENDAN : Turkish Turkish

akçaaşaç

İSFENDAN : Turkish Turkish

akçaağaçtan yapılmış olan

İSFENKS : Turkish Turkish

- sfenks

İŞGAL ETMEK : Turkish Turkish

ir yeri ele geçirmek

İŞGAL ETMEK : Turkish Turkish

işten alıkoymak, oyalamak

İŞGAL ETMEK : Turkish Turkish

yer almak, yer kaplamak

İŞGAL ETMEK : Turkish Turkish

uğraştırmak

İŞGAL, -Lİ : Turkish Turkish

ir yeri ele geçirme

İŞGAL, -Lİ : Turkish Turkish

(bir kimseyi) ışten alıkoyma, engelleme, oyalama

İŞGAL, -Lİ : Turkish Turkish

uğraştırma

İŞGALCİ : Turkish Turkish

ışgal eden, ele geçiren: ışgalci güçler

İŞGÖREMEZLİK : Turkish Turkish

ir işte çalışamama, bir işi yapamama durumu

İŞGÜCÜ, -NÜ : Turkish Turkish

ir insanın yararlı şeyler üretmek için harekete geçirmek zorunda olduğu fiziksel ve düşünsel yetilerinin tümü

İŞGÜCÜ, -NÜ : Turkish Turkish

ir toplumda çalışma yaşındaki üretime katılabilen ya da katılabilecek durumda olan nüfus

İŞGÜDER : Turkish Turkish

maslahatgüzar

İŞGÜDERLİK : Turkish Turkish

maslahatgüzarlık

İŞGÜNÜ, -NÜ : Turkish Turkish

yasayla saptanmış olan çalışma günü

İŞGÜZAR : Turkish Turkish

eli işe yatkın; becerikli

İŞGÜZAR : Turkish Turkish

gereği yokken, daha çok kendini göstermek için işe karışan

İŞGÜZARCA : Turkish Turkish

ışgüzar bir biçimde

İŞGÜZARLIK : Turkish Turkish

işgüzar olma durumu

İŞGÜZARLIK ETMEK : Turkish Turkish

işgüzarca davranmak