Turkish Turkish
İTTİSAL, -Lİ : Turkish Turkish
itişme
İTTİSAL, -Lİ : Turkish Turkish
dokunma, değme, temas etme
İTÜZÜMÜ, -NÜ : Turkish Turkish
patlıcangillerden, kimi ilaçların yapımında kullanılan bir bitki, köpeküzümü (solanum nigrum)
İVAZ : Turkish Turkish
ödün
İVAZ : Turkish Turkish
karşılık
İVAZLI : Turkish Turkish
ödünlü
İVAZLI : Turkish Turkish
karşılığı olan
İVAZSIZ : Turkish Turkish
ödünsüz
İVAZSIZ : Turkish Turkish
karşılıksız
İVAZSIZ : Turkish Turkish
edim
İVDİRME : Turkish Turkish
ıvdirmek eylemi
İVDİRMEK : Turkish Turkish
(devinim durumunda olan bir nesnenin devinimini) çabuklaştırmak
İVECEN : Turkish Turkish
çabuk davranma alışkanlığında olan, canı tez, iveğen, evecen, °aceleci, °acul
İVECENLİK : Turkish Turkish
ıvecen olma durumu, °acele, acelecilik
İVEDİ : Turkish Turkish
çabuk davranma zorunluğu, °acele
İVEDİ : Turkish Turkish
çabuk yapılan, ivedili, °acil, °müstacel
İVEDİLENME : Turkish Turkish
ıvedilenmek eylemi, acele etme
İVEDİLENMEK : Turkish Turkish
tez canlılık etmek, acele etmek, istical etmek
İVEDİLEŞME : Turkish Turkish
ıvedileşmek eylemi
İVEDİLEŞMEK : Turkish Turkish
ıvedi duruma gelmek
İVEDİLEŞTİRME : Turkish Turkish
ıvedileştirmek eylemi
İVEDİLEŞTİRMEK : Turkish Turkish
ıvedi duruma getirmek
İVEDİLİ : Turkish Turkish
çabuk, hemen yapılması gereken, ivedi, evgin, °müstacel
İVEDİLİK : Turkish Turkish
çabuk, hemen yapılma gerekliği, °müstaceliyet, °istical
İVEDİLİKLE : Turkish Turkish
tez elden, çabuk yapılma gerekliliğiyle, °müstacalen
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani