Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
İVEĞEN : Turkish Turkish

ivecen

İVEĞEN : Turkish Turkish

hak. çabuk ilerleyen, °hâd, °akut

İVGİ : Turkish Turkish

ağaç oymaya yarar kesici araç

İVİNTİ : Turkish Turkish

çabukluk, hız, °sürat

İVİNTİ YERİ : Turkish Turkish

akarsuların yataklarındaki çok eğimli bölgelerde, kaya döküntüleri arasından köpürerek hızla aktığı yer

IVIR ZIVIR : Turkish Turkish

küçük, önemsiz (şeyler)

İVME : Turkish Turkish

ıvmek eylemi

İVME : Turkish Turkish

devinen bir nesnenin hızının birim zamandaki değişimi

İVME KAZANDIRMAK : Turkish Turkish

hızlandırmak

İVME KAZANMAK : Turkish Turkish

hız kazanmak, hızlanmak

İVMEK, -ER : Turkish Turkish

çabuk davranmak, acele etmek

İVMEÖLÇER : Turkish Turkish

ir devinimin, ivme niceliğini saptayan, taşıtın hızlanmasından doğan sarsıntıları, titreşimleri belirten araç, hızölçer, °akselerometre

İVMEYAZAR : Turkish Turkish

ir devinimin ivmesini çizerek belirleyen araç, °akselerograf

İYE : Turkish Turkish

kendisinin olan bir şeyi, yasaya uygun olarak dilediği gibi kullanabilen kimse, °sahip

İYELİK : Turkish Turkish

kendisinin olan bir şeyi, yasa çerçevesi içinde istediği gibi kullanabilme hakkını taşıma durumu, sahiplik, °mülkiyet

İYELİK EKİ : Turkish Turkish

ad soylu sözcüğü kişi kavramına bağlayan ek

İYESİ OLMAK : Turkish Turkish

ir şeyi elinde bulundurmak, yasaya uygun olarak dilediğince kullanabilmek, sahip olmak

İYEŞMEK : Turkish Turkish

tartışmak, didişmek

İYEŞMEK : Turkish Turkish

ir işi başkasının üzerine atmaya çalışmak, iğeşmek

İYEŞMEK : Turkish Turkish

yarışmak

İYİ : Turkish Turkish

ıstenilen, beğenilen nitelikleri taşıyan beğenilecek biçimde olan, "kötü" karşıtı

İYİ : Turkish Turkish

(nicelik bakımından) çok, bol, yararlı, kazançlı

İYİ : Turkish Turkish

uğurlu, hayırlı, iyilik getiren

İYİ : Turkish Turkish

esen, sağlıklı

İYİ : Turkish Turkish

ıyi dilek sözü olarak kalıplarda kullanılır