Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
İYİ KÖTÜ : Turkish Turkish

şöyle böyle

İYİ NİYET : Turkish Turkish

herhangi bir kimse ya da konuda hiçbir kötü düşünce beslememe, °hüsnüniyet

İYİ NİYET : Turkish Turkish

herhangi bir kimse ya da konuda hiçbir kötü düşünce beslememe, °hüsnüniyet

İYİ NİYET ELÇİSİ : Turkish Turkish

iki devlet, iki toplum arasındaki ilişkileri kurmayı ya da düzenlemeyi gönüllü üstlenen kimse

İYİ NİYET ELÇİSİ : Turkish Turkish

iki devlet, iki toplum arasındaki ilişkileri kurmayı ya da düzenlemeyi gönüllü üstlenen kimse

İYİ OLMAK : Turkish Turkish

sayrılıktan kurtulmak, iyileşmek

İYİ OLMAK : Turkish Turkish

yerinde olmak

İYİ OLMAK : Turkish Turkish

uygun gelmek

İYİ OLMAK : Turkish Turkish

sayrılıktan kurtulmak, iyileşmek

İYİ OLMAK : Turkish Turkish

yerinde olmak

İYİ OLMAK : Turkish Turkish

uygun gelmek

İYİ SAATTE OLSUNLAR : Turkish Turkish

cin ve perilerden söz edilirken kullanılır

İYİCE : Turkish Turkish

ıyiye yakın

İYİCE : Turkish Turkish

(..'.) çok, gereği gibi, tümüyle, tamamıyla

İYİCENE : Turkish Turkish

tam olarak, adamakıllı

İYİCİL : Turkish Turkish

ıyilik etmeyi seven, °hayırhah

İYİCİL : Turkish Turkish

(sayrılık için) sonu iyi, tehlikesiz, kötücül olmayan, °selim

İYİDEN İYİYE : Turkish Turkish

adamakıllı, çok iyi, gereği gibi

İYİLEŞME : Turkish Turkish

ıyileşmek eylemi

İYİLEŞME : Turkish Turkish

edensel ya da ruhsal bir rahatsızlıkta görülen düzelme

İYİLEŞMEK : Turkish Turkish

ıyi duruma gelmek

İYİLEŞMEK : Turkish Turkish

sayrılıktan kurtulmak, sağlığı yerine gelmek, salah bulmak

İYİLEŞTİRİCİ : Turkish Turkish

ıyi duruma gelmeyi sağlayan, iyileştirme özelliği olan

İYİLEŞTİRME : Turkish Turkish

ıyileştirmek eylemi, °ıslah

İYİLEŞTİRMEK : Turkish Turkish

ıyi ya da daha iyi duruma getirmek