Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
KAPSÜL : Turkish Turkish

ir organı ya da yapıyı çevreleyen kese biçiminde zar

KAPSÜL : Turkish Turkish

kimi ilaçların, kolay yutulmak üzere içine konulduğu, ilacın yapısını etkilemeyen jelatinden kap

KAPSÜLLEME : Turkish Turkish

kapsüllemek eylemi

KAPSÜLLEMEK : Turkish Turkish

ir maddenin yüzey özelliklerini değiştirmek ya da dış etkilere karşı korumak amacıyla onu kaplamak

KAPTAN : Turkish Turkish

gemi yönetimiyle ilgili en yüksek görevli

KAPTAN : Turkish Turkish

(spor oyunlarında) takım başı

KAPTAN : Turkish Turkish

kaptan pilot

KAPTAN KÖPRÜSÜ ( YA DA KÖŞKÜ) : Turkish Turkish

kaptanın gemiyi yönettiği, geminin üst katında bulunan bölüm

KAPTAN PİLOT : Turkish Turkish

uçak komutanı

KAPTAN PİLOT : Turkish Turkish

şehirlerarası yolcu otobüslerinde şoför

KAPTANLIK : Turkish Turkish

kaptan olma durumu

KAPTANLIK : Turkish Turkish

kaptanın mesleği ve aşaması

KAPTANPAŞA, KAPTANIDERYA : Turkish Turkish

osmanlı devletinde deniz kuvvetlerinin en büyük askeri ve yönetsel buyurucusu

KAPTIKAÇTI : Turkish Turkish

yolcu taşımakta kullanılan motorlu küçük taşıt

KAPTIKAÇTI : Turkish Turkish

ir çeşit kumar oyunu

KAPTIKAÇTI : Turkish Turkish

kapıp kaçarak yapılan hırsızlık

KAPTIRMA : Turkish Turkish

kaptırmak eylemi

KAPTIRMA : Turkish Turkish

marangozlukta kullanılan küçük el testeresi

KAPTIRMAK : Turkish Turkish

ele geçirmesine, kapmasına yol açmak

KAPTIRMAK : Turkish Turkish

vücudun herhangi bir organı, bir kaza sonucunda makine tarafından ezilmek ya da koparılmak

KAPTIRMAK : Turkish Turkish

yanlış bir davranış sonucu birine uygun koşulu sağlamak, fırsat vermek

KAPUSKA : Turkish Turkish

etli lahana yemeği

KAPÜŞON : Turkish Turkish

manto, kaban gibi bir üstlüğün başa geçirilebilen, geriye atılabilen parçası

KAPÜŞONLU : Turkish Turkish

kapüşonu olan

KAPUT ETMEK : Turkish Turkish

kâğıt oyununda karşısındakine hiç sayı vermemek